Son üç yildır dünyamızın yaşadığı alışılmadık, en azından bizim tanık olmadığımız olağan üstü gelişmeler bireysel olarak tüm insanların dengelerini bozduğu gibi toplumların ve milletimiz inde dengelerini bozmuş görülmektedir.

Sokağımızda, mahallemizde,  hasbihal ettiğimiz,  tanıdığımız insanların tepkileri öylesine keskin ki çoğu zaman susarak ve sadece dinleyerek geçiştirmeye çalışıyoruz. Bu kişilerin kahır ekserisi düne kadar Akparti ye Mhp ye oy vermiş ve desteklemiş kesimlerden. Öteden beri sesi çıkamayanların sesi olma gayretimle bu insanların feryadını bir kez daha dile getirmek istiyorum.

Dünyada yaşanan ve ülkemizi de etkileyen olumsuz gelişmeler benim gibi orta halli gelire sahip ve çok şükür geçim derdi olmayan  kesimlerin anlayabileceği ve doğru yorumlayabileceği sosyal bir olgu iken dar gelirli ve ekonomik olarak alt kesimde yer alan milyonlarca vatandaşımızın sadece öfke duygusunu kamçılamaktadır. Öfkenin akılı gölgelediği durumlar yukarıda bahsettiğim tepki söylemleriyle gün yüzüne çıkmaktadır. Bu gün bu tepkilere kulak vermez iseniz yarın tepkilerin sandıkta eyleme dönüşme zamanı dövünecek ve dövecek dizleriniz kalmayacak.

Ey iktidar sahipleri ! Zincir marketlere mahkûm ettiğiniz bu toplum bunu mu hak ediyor. Mahalenin bakkaları ,kasapları  manavları kapandı, alış veriş için toplumu 5,6 tane vahşi kapitalizmin temsilcisi mahfilere mahkûm hale getirdiniz. İstediği gibi at oynatıyor akıllarına geldikçe zam üstüne zam yapıyorlar. Temel maddelere zam yaparken bir üst segmentteki maddelerin fiyatları hemen hemen aynı bırakılmakta. Buradaki mantığı çözemediniz mi ? Yasa çıkarmak hani bu sistemde kolaydı. Neden yasal düzenlemeler yapıp tekelleşmiş bu gıda teröristlerine dur demiyorsunuz, neyi bekliyorsunuz ? Bizim tuzumuz kuru mu demek istiyorsunuz. Girin marketlere emeklinin, yoksulun alış verişini gizlice uzaktan bir seyredin,tanık olun. Sakın avm ler,kafeler,eğlence yerleri her saat her gün dolu demeyesiniz. Onlar değil inceleme konumuz.Dar gelirliye,emekliye,fakire fukaraya bakın.

Vergilerin, harçların, cezaların yüzde yüz yirmi,yüzde yüz elli arttırıldığı bir dönemde, enflasyonun fiiliyatta yüzde yüz ellilere yaklaştığı bu dönemde uyduruk resmi enflasyon rakamıyla asgari ücrete, maaşlara artış getirmek adalet değil,zulümdür. Ev kiralarının ortalama beşbin ila sekiz bin liraya yükseldiği. gazın, elektiriğin, suyun,ekmeğin, peynirin, zeytinin, sütün kısaca yaşam için temel ihtiyaçların aylık toplamının hesabını hiç yapmıyor musunuz. Bu hesabı boy gösterdiğiniz kanallarda bir canlı yayında milletin gözüne bakarak yapın bakalım. Ülkenin şartları bu kadar dediğinizi duyar gibiyim. Şartlarımız bu kadarsa dört milyon yabancıyı ne diye hala beslemek zorundayız. Kendi milletimiz açlık ve sefalet içinde kıvranırken anlatacağınız her gerekçe vız gelir.

Maaşlara zam yapamıyorsanız, tüketim maddelerine ,en azından fakirin fukaranın  temel tüketim maddelerine zam yapılmasını durdurun.Alın tarladan üreticiden ürünü,alın hayvan besleyenden eti halka maliyetine satın.Bunu yapamıyorsanız aracıları aradan çıkarın hem üretici hem tüketici huzura ersin. Temel tüketim maddelerinin dışındaki lüks tüketim kalemlerine bu külfeti yükleyin. Sosyal adaletin gereği budur.

Dost acı söyler diye bir özlü sözümüz vardır. Çoğunlukla dostun söylediği ve kaale alınan bir acı söz o dostun yaşamsal değerde hayırına vesile olur. Bir belediye çalışanı olarak geçmiş dönemlerde yaptığımız uyarılar ve gördüğümüz gidişat İstanbul, Ankara ve bir çok belediyede seçimlerin kaybedilmesi sonucunu doğurmadımı. Olan İstanbula, Ankara ya ve diğer şehirlerimize oldu.O dönemdeki yazılarım ve uyarılarım yerlerinde duruyor. Dönün geçmişe okuyun bakın. Bu gün bu yazıyı niçin kaleme aldığımı belki o zaman anlarsınız. Ne zaman aklınızı başınıza alacaksınız. Başımızda bulunan Reisimize ve Devlet Bahçeliye ne zaman kol kanat olacaksınız,iş işten geçincemi ?

Ben sessizlerin sesi bir vatandaş olarak sizin vurdumduymazlığınız,boş vermişliğiniz,şımarıklığınız,aymazlığınız yüzünden 2023 seçimleri sonucunda putsever,ayyaş,yontma taşdevri mensubu,gerici şeytani güçlerin yönettiği bir Türkiye istemiyorum ve çoook yüksek sesle UYARIYORUM.