• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/FACEBOOK
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905324954370
  • https://www.twitter.com/Twitter
  • https://www.instagram.com/İnstagram
Musa Uzunkaya
musauzunkaya@gmail.com
Boykot
18/02/2024
B O Y K O T !
Vaktiyle Akçakoca Müftüsüyken, yapılmakta olan merkez camimize yardım toplamak maksadıyla, İstanbul’daki bazı camilerden yardım toplamaya gitmiştik.
Bu vesileyle, ben de bir cuma günü SULTAN AHMET CAMİİ’nde vaaz verdim. Yanılmıyorsam sene 1993 ve yaz aylarıydı. Vaazı bitirip cuma namazını kıldık.
Giyindiğim cübbe ve sarığı çıkarmak ve kısa bir müddet de dinlenmek üzere İmam Efendinin odasına geçtik. O tarihlerde Muhterem Emrullah Hatipoğlu Hocaefendi Sultan Ahmet Camiinin imam hatibiydi.
Biraz sonra, imam odasının kapısı açıldı ve içeriye başındaki Osmanlı kalpağıyla merhum KADİR MISIROĞLU ağabey girdi.
Beni haklı olarak tanıyamadı ve Emrullah Hocaya;
“ Vaaz veren hatib, bu beyefendi miydi?” diye sual etti. Hoca efendi de;
“ Hatibimiz Bolu/ Akçakoca ( o zamanlar Akçakoca Bolu iline bağlıydı) müftüsü, bu hocamız, Musa Uzunkaya’ydı.” dedi.
Kadir ağabey, hoş beşten sonra beni tebrik ederek;
“ Son zamanlarda işte ilk defa gönlüme göre bir hatip efendi dinledim!” diye bize iltifat etti. Sebebini de, halk arasında o zamanlar daha da revaçta olan uydurukça kelimeler yerine, bizim kendi lisanımız olan ve şimdilerde eskimeye yüz tutmuş, terke mahküm bırakılmış kelimeleri - kendi ifadesince- yerli yerine çok iyi kullanmış olmamdan dolayıydı bu iltifat. Filhakika, bendeniz minelkadim, eskiyip, zayi olup bir yerlere atılmasın diye hiç bir zorlamaya hacet kalmaksızın o kadim medeniyetimizin lisanını besleyen kelimeleri hiç tereddütsüz kullanmaya çalışan bir kardeşiniz olarak bu yaklaşımdan ziyadesiyle mütehassıs olmuştum.
Tabii, merhum Kadir ağabeyin bu hususta çok hassas ve tabir yerindeyse kılı kırk yaran bir yaklaşımı olduğunu biliyordum.
Nitekim,üniversitede okuduğumuz 1970’li yıllarda, fakülte mezuniyet tezimizi hazırlamak için yaz dönemi kaldığımız İstanbul kütüphanelerinde çalışma yaparken, o da SEBİL MECMUASI’nı çıkarıyordu. Zaman zaman da Cağaloğlu’daki Sebil Yazıhanesinde genç arkadaşlarımızla üstadı ziyaret ediyor, o tatlı sohbet ve nüktelerini dinliyorduk.
Unutmuyorum bir tanışma faslında, sıra arkadaşın birisine geldi. Karadenizli olan o arkadaşımız kendisini tanıtırken, “YAKUP OKUL “ dedi. Evet, arkadaşımızın ismi Yakup, soyadı da Okul’du. Üstad durdu ve Yakup kardeşimize dönerek,
“ Hemen gidiyor, mahkemeye müracaat ediyorsun ve soyadını değiştirerek YAKUP MEKTEB oluyorsun! Ne demek okul?
Bizim mektebimiz varken, laik, kefere fransızın okulunu beynimize kim soktu?…” diye verdi veriştirdi ve tabii bir sürü de bize nutuk çekti.
Hatta, imam odasındaki bu hassasiyet ve iltifatına teşekkür ederken, yaşadığımız geçmişteki bu hadiseyi hatırlatarak, tatlı bir tebessüme vesile olduk.
Üstad merhumla yayınevine geçtik ve bana BOYKOT adlı küçük bir kitabını hediye
etti. Üst tarafında küçük puntolarla “ Bin Kelimeye” , alt tarafta da büyük puntolarla BOYKOT yazan kitapçığı hediye etmişti.
Üstada ve bütün geçmişlerimize Mevla rahmet eylesin. Bu hadiseyi niçin hatırlayarak makaleme bu ismi verme gereği duydum? Dikkat ederseniz bugünlerde yerli ve milli duygulara sahip olan müslüman çevrelerin en çok kullandığı kelime oldu BOYKOT!
Varolduğu günden beri zalimliği hiç eksik olmamış, peygamberleri ve onların yollarından gidenleri katletmiş, onları en ağır ahlaksızlıkları işlemekle itham etmiş, kendi kardeşlerine bile zulmetmiş, dün ve bugün Filistin’deki müslümanlara ve bahusus GAZZE’deki bir avuç mü’mine tarihin görmediği derecede zalimce saldıran, kadın erkek, çoluk çocuk, kundaktaki bebek ve ihtiyar pirifaniler dahil ayırmaksızın katleden siyonist yahudilerin, hiç bir şey yapamıyorsak bile ülkedeki ürünlerini boykot edelim diye medya ve çeşitli zeminlerde paylaşım ve kampanyalar yapılmakta.
Bb Evet, bu güzel bir şey. Mutlaka ama mutlaka bu BOYKOT kararı tutarlı bir şekilde uygulanmalı, boykotu farklı cihetleriyle yaygınlaştırmalıyız.
Bunun için;
1-) İsrail ürünü olan hiç bir şey satın alınmamalı ve asla kullanılmamalıdır.
2-) Türkiye’de üretilen İsrail patentli hiç bir ürün de asla alınmamalıdır.
3-) İsrail ürünlerini satan ister gıda, ister tekstil ve isterse bir başka mağaza olsun, şayet israil ürünlerini satmaktan vaz geçmiyorlarsa, sattıkları yerli ürün de olsa o mağazalardan alış veriş yapılmamalı, boykotumuza o mağaza veya zincir mağazayı da dahil etmeliyiz.
4-) İsrail ürünleri tükeden, onların kurumsal kimliklerini taşıyan hiç bir kafe, lokanta, gıda veya şarküteri dedikleri yerlerden asla alış veriş yapılmamalıdır.
5-) İsraile açıkça destek veren kurum ve kuruluşlarla sponsorluk antlaşması yapan başka varsa, TFF gibi kurum ve kuruluşlar bu boykota tabi tutulmalı, onlar bu tavırlarından vaz geçene kadar, kendi takımımız da olsa spor aktivitelerine destek olan statlara gidilmeyip, boykota tabi tutulmalıdırlar.
6-) Bu tavrını, BOYKOT icraatını açık ve net bir şekilde ortaya koymayan siyasi partileri de sandıkta destekten mahrum etmeli, hatta bu mahalli seçimlerde yapacakları propoganda çalışmalarında bu yaklaşıma yer vermeyen hatipler, siyasetçiler dinlenmeyip, bizzat kendileri boykota tabi tutulmalıdır.
7-) İsrail’le öncelikle ekonomik, sosyal ve kültürel, kademeli olarak da siyasal ilişkilerini askıya almayan, onlara, bu açık soy kırımlarına karşı tecrit politikasını uylamayan siyasiler, en ciddi şekilde uyarılmalı, varsa o tür ülkeler de ikaz edilmelidir.
İsrail, sadece zulmüne destek olan, ( halklar değil, iktidarlarını kendilerine borçlu olan koltuk düşkünü sefih, bir avuç dünyayı yönetmeye çalışan alçaklarla ) başbaşa bırakılmalı, dünyadan ve asla sahip olamadıkları insanlık değerlerinden izole edilmelidir.
😎 Dünya müslümanları ayağa kalkmalı, gerekirse, bir hatta iki yıl, hac ve umre tüm müslüman ülkelerin halkları tarafından boykot edilerek, sefih Suud yöneticilerinin İsrail ve onun arkasındaki güçlerin yanında yer almasının önüne geçilmesine vesile olacak radikal kararlar gündeme gelebilmelidir.
Zira, asla akıldan çıkarılmamalıdır ki hac, dini bir ibadet ve mükellefiyet olduğu kadar; iktisadi, içtimai, kültürel ve siyasi bir kongre ve müstesna bir ibadet, müslümanların birlik ve kardeşlik şuurunun aşılandığı ömri bir sorumluluktur.
Artık müslümanların BOYKOT sözcüğünün ne anlama geldiğini tüm dünyaya gösterme zamanı gelmiştir.
Bunun için sadece kararlılık, irade, akl-ı selim, şuur ve basirete biraz da gayret ve mesaiye ihtiyaç var.
Selam ve dua ile….
01.02.2024
Musa Uzunkaya


80 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Yerel Seçimler - 18/02/2024
Belediye Başkan adaylarını kim belirler
HAMZA UZUNKAYANIN ARDINDAN - 29/12/2023
HAMZA UZUNKAYANIN ARDINDAN ( YAZAN CLAL UZUNKAYA )
KADINLAR GÜNÜYMÜŞ - 08/03/2022
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
NECMETTİN ERBAKAN - 27/02/2022
ONA SONSUZ RAHMETLER DİLİYORUZ.
HAYVAN SALDIRILARI - 18/06/2017
HAYVANLARI ( KÖPEKLERİ) KORUYUP İNSANLARI MAĞDUR EDENLERE!
KÖRFEZDE NELER OLUYOR - 18/06/2017
KÖRFEZDE NELER OLUYOR
Trabzon-Rize futbol rekabeti - 09/06/2017
SPOR KARDEŞLİKTİR.
PAYLAŞIMLARDAN - 30/04/2017
ŞABAN İSMİNİ BİTİREN YAZAR!
PAYLAŞIMLARIMDAN - 30/04/2017
İSLAM TARİHİNDEN
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Hava Durumu
Takvim
whatsap
 REKLAMLAR