Belgin BOLU
disci.belgin@gmail.com
AYSHA YA GİDERKEN
26/04/2013 “Aysha”ya Giderken….. İstanbul’da belli belirsiz geçen kışın ardından, bahar gelmekte pek nazlanıyor nedense… Soğuk geçen Nisan ayı bizi üşütse de, biz içimizi ısıtan şeylerle meşgul olmanın keyfini yaşıyoruz. Bir yandan baharın gelişini kutlayan rengarenk lâlelerin cümbüşü, diğer taraftan Büyükşehir belediyesinin nakış nakış işlediği ve her biri usta sanatkarın elinden çıkmış tablo güzelliğindeki çevre düzenlemeleri insanı neşelendirmeye yetiyor. Adeta doğanın bayramı var. Ben de bu güzelliği doya doya yaşıyorum. İstanbul havasında, kuşkusuz İstanbul’un havasına bir de benim kendi havam eklenince değmeyin keyfime... Bu gün benim içim bir başka güzel. Yüreğim adeta lâle tarlası gibi sebebine gelince akşam katılacağım dâvetin telâşı kapladı yüreğimi. Âdile Sultan Sarayı ve Aysha dergisinin tanıtım gecesi… İki güzelliğin bir arada oluşu heyecanımı daha da arttırdı. Zaten Âdile Sultan farklı özellikleriyle hayran olduğum bir şahsiyettir.Çok eğitimli olması, beş padişah dönemine tanıklık etmesi ve ömrünü hep olumlu ve hayırlı işlerle bereketlendirmesi ve de Osmanlı hanedanına mensup divan sahibi tek kadın şair olma özelliği ile muhteşem.. Üstelik kadınların eğitimine özel önem verdiğinin bir kanıtı olan bu muhteşem mekân, bu akşam yine hanımların başarılarının taçlandığı bir geceye ev sahipliği yapacak. Bunları düşündükçe heyecanım adeta ikiye katlanıyor. Üstelik bu başarılı kadınlar listesinin en başında, çok sevdiğim dostlarım var. Onların yanında olabilmek, başarılarına alkış tutabilmek için salondaki yerimi aldım. Belki işin en güzel tarafı yüzyıl kadar önceki amaç ile derginin misyonunun aynı oluşu; hanımların eğitimine ve sosyal hayatına katkı. Yıllarını bu sarayda geçiren Âdile Sultan’ın bu geceden fazlasıyla memnûn olduğuna eminim. Baharın müjdecisi Erguvanlar, havanın soğuğuna aldırmadan mor salkımlarla çoktan boy göstermeye başlamışlar. Yol boyunca boğazın bu muhteşem ikilisi bizi selamlar gibiydi. Saraya doğru çıkarken, insanın nefesini kesen yokuş değil, boğazın enfes manzarasıydı. Bu görüntü tek kelimeyle, insanı yüce Yaradan’a şükür etmeyi hatırlatır nitelikteydi. Aysha dergisi mensupları bu geceye, bütün bu güzellikleri tamamlamak çabasıyla, kusursuz hazırlanmışlardı. Bu her haliyle kendini ortaya koyuyordu. Birbirinden zarif ve latif hanımlar, daha girişteki karşılama seremonisiyle farklılıklarını ortaya koymaktaydılar. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, detaylarda âdeta zirve yaşanmıştı. Derginin sahibesinin zarif ve ince ruhunun ekibiyle bütünleşmiş olması her şeyde kendini belli ediyordu. Her şey özenle hazırlanmış estetik ve zarafet kol kola girmiş size ise sunulanı tatmak kalıyordu. Üstelik gecenin sonunda, diş kirası diye sunulan çok kıymetli hediyeler de, işin bir başka boyutu, inceliğin sizi kapıdan uğurlamasıydı. Ne diyelim Bu güzelliği yaşatan hanımlar ellerinize yüreklerinize sağlık. Ben geceden mes’ud ayrıldım. Umarım nice başarılı geceleriniz olur da ben de bunu tadarım. Eskilerin deyimiyle “Sa’yiniz meşkûr olsun”… Belgin BOLU ÜSKÜDAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI E. KÜLTÜR MÜDÜRÜ 24.O4.2013 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |