İbrahim ŞANLIER
i.sanlier@hotmail.com
Musa Uzunkaya'dan alıntı
25/03/2015 HACI DURSUN EFENDİ (R.A.) Bin sekiz yüz seksen üç, tenevvür etti Çalek, Annesi Ayşe Hatun, Abdullah Beyin kızı, Çalek’li diye maruf, Haci Dursun Efendi, Henüz yedi yaşında babasını kaybeder, Karakaş Ahmet Hoca, Hayrat’ta veriyor ders, Çaykara Akdoğan’da, Tayyip Zühtü Efendi, Vefat eder annesi,, derslere verir ara, Tayyip Zühtü Efendi Sıraağaç’ta imam, Ayrılınca hocası ver elini İstanbul, Fatih;Daru’l-Hilafe, Medrese Sahn’da ders, Süleymaniye’de o, Medrese’nin güneşi, Meşihat’ta memurluk,ders;Medresetu’l-Kudad, Karadeniz Bölgesi, Medrese müfettişi, Dokuz yüz yirmi beş Of, İmam-Hatip’te müdür, Sebilu’r-Reşat’ta o yazar ağır makale, İstiklal Mahkemesi verir idam fermanı, Samsun-Havza dağ köyü, oluyor hicret yurdu, Dokuz yüz otuz üçte, af ve cezada tahfif, Samsun,Ordu,Giresun, Trabzon,Rize irşad, Dokuz yüz otuz sekiz,Hayrat Güneşli köyü, Dokuz yüz elli yılı, yeniden hacca gider, Arapça neşriyatı, Suud’da yapmak ister, Gümüşhanevi Ahmet Ziyauddin Efendi, O da bu halifeden, ders ve icazet aldı, Dokuz yüz elli yedi, Ali Haydar Efendi, Mahmut Efendi O’nun mümtaz talebeleri, Arapça-Farsça onun sanki ana dilidir, Din ve dindara baskı, dokuz yüz kırklı yıllar, Gece-gündüz demeden, eğitim,irşat,hizmet, Çaykara- Hopşara’dan Haci Hasan Efendi, “Çalek’in Müderris’i, oldu dünya herisi, Buna üzülen hoca, der; “ Bir kat Medresedir, Üzülür Hacı Hasan,pişman olur sözünden, Yüzlerce talebesi, yurdun dört bir yanında, Akademisyen,müftü, vaiz ve İmam-Hatip, Hacı Mahmut Efendi, O’nun has talebesi, Sayısız kerametler etmiş kendinden südur, Bir defa amcam ile ziyaretine gittim, İkindi namazına hazırlık yapılıyor, Abdestiniz var mıdır diye sormadı bize, İmam-Hatip son sınıf öğrencisi iken ben, Bana buyurdular ki; “Sen mesleğe devam et, Zaman-zaman giderdim,O’nun ziyaretine, Merhum babam genç iken, bazen çalkı çalarmış, Of-Hastikoz köyünde, cenazede Efendi, Omuzunda peşkiri,ibrik-leğen elinde, Dursun Efendiye der;” Bahsettiğim uşaktır, Efendi der;” Bu mudur o ibareli olan, Babam der ki ;” O anda yer yarılsa da girsem, Bir an;tevbe edeyim, sonra dedim,askerlik, Beynimde zonklamalar,içimde fırtınalar, Der ki; “Askerliğini yapsın da bırakacak. Buyur!...İşte keramet, aynen tecelli etti. Ömrünün otuz yılı Efendiye intisab, Dokuz yüz yetmiş yedi, yirmi ikisi şubat, On binlerle cemaat, Of ve Çalek arası, Mümkün müdür koparmak, milleti köklerinden, Bu Kur’an sevdasıdır, bu İslam davasıdır, Muhteşem cenazede ben de cemaat oldum, İşte ilim-ulema, Ehlullah bu tattadır, Hacı Dursun Efendi;profesor,ders-i amm, Nail eyle bizleri Rabbim şefaatine, MUSA UZUNKAYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
RAMAZANA GİRERKEN - 08/03/2022 |
RAMAZANA GİRERKEN |
of köyleri - 17/12/2012 |
OF KÖYLERİ ESKİ VE YENİ ADLARI |