Orhan ŞANLIER
orhansanlier@hotmail.com
AHLAK SORUNUMUZ
09/04/2015 AHLAK SORUNUMUZ Türkiye’nin meseleleri
nelerdir diye bir konu açıldığında yüzlerce başlıktan oluşan ciltler dolusu
görüşler sarf edilebilir.Bu olağan bir durumdur,içinde yaşadığımız coğrafyanın
bize sunduğu nimetler kadar ödettiği bedellerin bir sonucudur.Bu meseleleri
tasnif ederken her birey kendi duruş ve ilkelerinden başlayarak bilgi birikim
misyon ve vizyonuna göre açılımlar ve öncelikler getirebilir.Ben bu yazımda tüm
meselelerin üstünde adeta onları kapsayan,ama toplumumuzca pekte öyle
algılanamayan bir önemli sorunumuz üzerinde duracağım.Ahlak sorunu. (ENFÂL 53): ذَلِكَ بِأَنَّ اللّهَ لَمْ يَكُ مُغَيِّرًا نِّعْمَةً أَنْعَمَهَا عَلَى قَوْمٍ
حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمْ وَأَنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ Bu da, bir millet
kendilerinde bulunanı (güzel ahlâk ve meziyetleri) değiştirinceye kadar
Allah’ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah
işitendir, bilendir. Ahlak, güncel anlamda:
toplum içinde kişilerin uydukları davranış biçimleri ve kurallardır. Tarafsız
ve genel bir ifadeyle iyi ve kötü arasındaki niyet, karar ve etkinlik
farklılığıdır.Halk arasında ahlak, doğru ve haklı olan zorunlu davranış
biçimidir. Genel bir görüş olarak bakıldığında ise “üzerinde uzlaşılan bireyler
arası kurallar” anlamındadır. Bazen iyilik ya da doğruluk sözcükleriyle eş
anlamda kullanılır. Bir başka tanımla ahlak toplumun hoş gördüğü davranış
biçimleridir. Ahlaki olan “insanların karşı Çıkmadığı”dır denebilir. Ahlaksızlık
ise bunun tam tersidir yani insanların karşı çıktığı davranışlar.Genellikle
felsefe, din, toplumun birleştiği bir önerme vardır. “Altın kural” adıyla
bilinen bir ilke “ahlaki davranış”ın özünü sergiler. “Kendine yapılmasını
istemediğini başkasına yapma” Güç ,ya ilahi bir
sistemin koyduğu ilkeler ve kurallardan yada şeytani vasıfların oluşturduğu ana
faktörü para ve kazanımların oluşturduğu ilişkilerden oluşur.İnsan olarak gücü
elinde bulundurmak isteği genetik kodlarla gelen bir yapısal durumdur.Burada
inancımızın devreye girerek belli sınırlar dahilinde meşruiyet çerçevesinde
kalmamız bizim ahlak dünyamızın vazgeçilmez temel faktörüdür. Oysa günümüzde yozlaşmaya
hızla devam eden ahlak kurallarının hiçe sayıldığı,elde etme ve sahip olmanın
her yolunun mubah sayıldığı bir düzen-sistem içinde yaşıyoruz.İlk öğretilerini
ebeveynlerinden alan çocuklarımız ebeveynlerinin fırıldaklıkları ve bu
fırıldaklıkların getirileri ile serpilir büyürler.Onlarla gurur duyarak,onları
model alarak. Sonra okullarımız en fazla getiri sağlayan mesleklere yönelik
koşturmaca içine sokarlar bu yavrularımızı.Din,iman,ahlak,helal-haram demeden
düşündürmeden. Tahsil hayatları boyunca İki
yüzlülük,riyakarlık,menfaatperestlik,yaratıcı sahtekarlık işlenir taze
beyinlerine. Televizyonlardan filmlerden internetten pekişir bu davranışlar ard
arda.Sonra başladıkları iş ve aile hayatlarında öğrenmiş oldukları bu
davranışların üst örneklerini sergilerler gururlanarak. Sonra kimi memur,kimi
amir,kimi iş adamı,kimi sanatçı,kimi gazeteci,kimi esnaf,kimi siyasetçi
yetiştirildikleri toplumsal roller kuşatılır bu insanlarımıza.Ve başlar
öğretilenleri sergileme sahnesi,yani gerçek hayat süreci.İşte bu süreçte
karşılaşıyoruz asıl acıtıcı gerçeklerle. Hak etmedikleri
makamlara torpil bularak gelenler,hak etmedikleri ihaleleri ahbap çavuş
ilişkileri ile sahiplenenler,kamunun imkanlarını kendi emel çıkar ve
yaşantısına alet edenler,başarıyı çekemeyip kıskançlıklarından her türlü fitne fesat
peşinde koşanlar,arkalarından sövdükleri insanların yanına gelince elpençe
divan durarak bin türlü yalakalık yapanlar,yaptıkları işin hakkını vermeyip
çalanlar çırpanlar,sözde çok önemli davalarında bile hile yapanlar,insanlığa
zarar verecek üretim ve ticareti mubah görenler,haksızlık karşısında
susanlar,hakkı savunmayanlar,adaletsiz davrananlar,verdikleri sözleri
tutmayanlar,daha fazla kazanmak için işlerine sahtekarlığı katanlar,olduğu gibi
değil karşısındakilerin hoşuna gidecek görüntüyü sağlamak için kılıktan kılığa
girenler,her sahada fırsat eşitliğini hiçe sayarak konumunu kullanıp karşısında
kilerini ezip geçenler,büyük küçük demeden bireysel saygı gerektiren
törelerimizi hiçe sayanlar,vefa duygusunu çöpe atanlar,yalan söyleyenler,yalan
yemin edenler,menfaatleri için dini kullananlar,sakal bırakıp cüppe giyip
başörtüsü bile takanlar,.. işte günümüzde oluşmuş ve yavaş yavaş yerleşmeye yüz
tutmuş yeni ahlak düzenimiz.Bu ahlaksızlık zemininde yapılan mücadele ve
yarışma ve bunun sonunda sağlanan başarılar ! toplumun yeni ahlak düzeninin (
ahlaksızlık düzeninin )yerleşmesi ve kökleşmesini sağlayan çok önemli
sosyolojik hareketlerdir. Herkes bir mizan yapsın
kendi kendine.İki sayfadan oluşan.Bir tarafta dinimiz,töremiz,ilkelerimiz,duruşumuz
ve sahip olmamız gereken ahlak
kurallarını sıralasın.Sayfanın diğer tarafına da kendine sorduğu BENİM DURUMUM sorusunun cevabını
yazsın.Başkalarının bilmelerine gerek olmadan ne kadar dürüst ne kadar ahlaklı
olduğunun bilançosunu önüne koysun ve düşünsün.Unutmayalım bizler birbirimizin
iç dünyasını göremiyor sakta Allah görüyor. Gelecek nesillerimize
utanılacak dünler bırakmamak için ,aydınlık ve büyük yarınları inşa etmek için
gelin yapalım bu arınma ve temizliği.Fırıldaklıklarımız ve onlarla elde
ettiklerimizin hesabını ahrette vereceğiz lakın istisnasız tümü dünyada kalacaktır. Üç günlük dünya için değerimi ? 09.04.2015 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KURANDA ÖZGÜRLÜK - 07/01/2024 |
BELED SURESİ |
MERHABA.BEN KAPİTALİZM - 19/12/2022 |
KİMİNİZİN TAĞUT,KİMİNİZİN BELAM... DEDİĞİ DÜNYANIN HAKİM DÜZENİ |
İSTEMİYORUM - 03/12/2022 |
2022 SONU UYARI |
UKRAYNA SAVAŞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 27/02/2022 |
SUSMA-UYUMA ! KÜRESEL KAPİTALİZME VE EMPERYALİZME KARŞI SES VER ! |
"45 YIL" CELAL UZUNKAYA'DAN ALINTI - 08/02/2022 |
CELAL UZUNKAYA-45 YILIN MİNİ ÖZETİ |
2022 YE BAKIŞ - 08/02/2022 |
ZOR ZAMANLAR |
DARBE - 04/04/2021 |
KÖŞE YAZIMIZ |
REİSE AÇIK MEKTUP - 20/12/2020 |
CUMHURBAŞKANLIĞI |
UYARI-EYLEM - 29/01/2019 |
Kafamı kemiren sorunlar |
Devamı |