BELLEĞİMİZİ SÜZGEÇTEN GEÇİRMEK / KAFAMIZI TOPARLAMAK / SEPETİ TERS ÇEVİRMEK

         Yukarıda yazımızın başlığı olarak yer almış kelimelere sizler tarafından yenileri de eklenebilir şüphesiz. Başlıktan da anlaşılacağı gibi bir arınma, silkelenme, kendine gelme ,toparlanma ;bilgi ve belleklerimizi  çek etme ve yeniden oluşturma sürecinden bahsedeceğiz bu yazımızda.

Bilimin öğretisinden de anladığımız gibi öğrenme taa anne karnında başlayan ve ölene kadar insanoğlunu takip eden ,iç içe olduğu bir süreçtir. Yaşama dair, çevreye dair, kâinata dair, maneviyata dair işe yarayan işe yaramayan, sağlam –çürük tüm öğretiler bu süreçte kah aktarım yolu ile kah yaşanarak, kâh ezberlenerek... elde edilmekte ve bir benzetmeyle sepet örneğini verdiğimiz beynimiz içerisinde bilgi olarak doldurulup saklanmaktadır.Bu süreçte bilgi aktarımı sağlayan kaynaklar çoğunlukla kendi çıkar menfaat ve geleceklerine dönük işlemlerde bulunurlar.Hayatın ilk evrelerinde oldukça masum görünen bu yaklaşım ilerleyen dönemlerde revize edilmez ise beyinin kiraya verilmişliği söz konusu olabilmektedir. Öyle yada böyle elde edilmiş bu bilgiler yaşamımızın ilerleyen zamanlarında ve gerek hissedildiği anlarda kullanılarak değerlendirilip hayatımızın yönünü ,şeklini, gidiş hattını belirlemektedir. Bilgileri sepet ortamına toparlarken fıtratımız gereği  sağlam çürük demeden daha doğrusu ayırt edemeden doldurma yolunu benimser pek çoğumuz. Sorgulamadan elde edilmiş ezberci bilgiler beyin sepetinde giderek büyüyen bir yük olarak taşınamaz hale gelir ilerleyen zamanlarda. Ve daha da tehlikeli ve büyük sorun olarak ta  sepet ortamında bulunan çürük bir meyvenin ayıklanmadığı takdirde etrafındaki sağlam meyveleri de çürüterek kullanılamayacak hale getirdiği gibi çürük fikir ve bilgilerin sağlam bilgilerimizi de ifsat etmeye başladığını ve önleminin alınmadığı takdirde yaş ile insanların daha olgun ve kamil olması gerektiği halde daha bencil daha isterik daha saplantılı hallere geldiğini  görürüz. Günümüzde yüzlerce davranışın kanıksanarak düzgün bir davranış gibi toplumlarımızda yer etmiş bulunması bir başka olumsuz örnek durumudur.Bir başka tehlikeli durum kiraya verilmiş beyinlerin yönlendirildikleri hayat ve yaşam tercihlerinin gereklerinin   yerine getirilmeye çalışılması için her şeyin mübah sayıldığı durumlardır.

İnsanlık tarihinde bütün Peygamberlerin yaparak örnek oldukları gibi beyin sepetimizi olgunlaştığımızı sandığımız ve kabul ettiğimiz bir devrede tamamen boşaltacak bir hareket gerçekleştirelim. Sağlam –çürük demeden tüm bilgileri boşaltalım önümüze. Sonra tek tek sorgulayarak süzgeçten geçirerek ve ileride olası bir aynı durumda kolaylık sağlaması için kodlayarak tekrar yerleştirelim beyin sepetimize. Geçmiş medeniyet ve kültürlerin oluşturdukları değerleri olması ve saklanması gereken yerlerde saklayarak ,günümüzün gerekliliklerine öncelik tanıyarak yapalım bu ayrıştırmamızı. Sonuç şaşılacak kadar çürük ve işe yaramaz bilginin yıllarca diğer sağlam bilgileri de çürütüp zayıflattığı bir ev sahipliğini hoyratça göstermiş olduğumuzu ortaya çıkaracaktır. Medeniyetimizin temeli olan Kur’an’ın dahil okuyup anlamamak ,benimseyip gereğince amel etmemek, ve yaşayarak başkalarına örnek olmamak gibi acı bir mukadderata mahkûm edildiğini göreceğiz üzülerek. Gereksiz ve atılması gereken ağırlıklarla yaşayarak hayatımızı kendimizin nasıl zorlaştırdığımızı göreceğiz hayıflanarak. Bu içsel devrimi gerçekleştirdiğimizde çevremizde farklı algılanmalara sebep olacağımız şüphesizdir. Peygamberlerin içinde yaşadıkları toplumlar için önerdikleri ve bizzat yaparak yaşayarak gösterdikleri ile nasıl dışlandıklarını hatırımızdan çıkarmamamız gereklidir.

Bir tür peygamber öğretisi olan sepeti ters çevirip bilgileri süzgeçten geçirme hareketini yapacak cesaret ve gücü göstermedikçe,beyinlerimize kirada bulundukları dönemlerden yerleştirilmiş fikir-eylem davranış kodlarını süpürmedikçe  beyinlerimiz aydınlanmayacak ,ezberden elde edilmiş ,sorgulanmamış ,temiz -kirli bilgilerin kargaşası ve kavgasında uğraş verirken inanç dünyamızın dışındakiler bu kavgamızın körüklenmesine yardımcı olacak ve keyifle sonuçlarını izlemeye devam edecektir. Bu devrimi yaptığınızda dünyanın yıkılmadığını, Allah’ın yok olmadığını ,Kur’an’ın silinmediğini, dinimizin gitmediğini göreceksiniz. Allah’tan başka hiç bir nesne kutsal ve sorgulanmaz değildir. Hiç bir insan beşer üstü bir kudrete sahip ve sorgulanmaz değildir.  Çürüyen bilgilerin esiri olarak kalmaya devam etmeden, kınayıcıların kınamalarından korkmadan gelin sepetlerimizi ters çevirelim. Olması gerekenleri olduralım, olmaması gerekenleri bir daha gelmemek üzere kaldıralım. Yüzlerce yıllık hurafeleri çöpe gönderelim. Yüzlerce yıllık çatışma sebeplerine bir son verelim.  Dünyanın gelmiş geçmiş ve gelecekte dahil en büyük rehber ve aydınlatıcısı Hz. Muhammed’e ( A.S.) layık olalım.

Şimdi beraberce düşünelim.Milyarlık nüfustaki bir İslam aleminin zilletini görmek ve yaşamak mı zor ? Söylediklerimizi yapmak mı zor ?