Dünya yalancısıdır şairlerin.
Dünya aşka engel olamamanın acısını şairlerden çıkarır.
Acıya,hüzüne ve yalnızlığa sardırır onları.
Dünya kendinde olmayana sahip olduğu için sevmez şairleri.
Dünyada nefret vardır,ozanda aşk.
Dünyada ihanet vardır,Ozanda vefa.
Dünyayı sevenler ne şiirle,ne şairle dost olabilirler.Çünkü Allah bir kalpte iki sevgiye yer vermez.
ÖNSÖZ
Sesler -1 adlı kitabımda bir şair namzetinin deneme çalışmaları yer almıştı.Sesler -2 adlı kitap,basamakların biraz daha tırmanılarak ufkun ve boyutun genişlediği bir çalışma idi.Sesler -2 ,inanç ve düşüncelerinden dolayı insanların,grupların,teşkilatların büyük eziyetler çektirilerek sindirilmeye çalışıldığı bir dönemde yazılmıştı.
Bu kitap;
40 yılı aşkın bir ömürde çok şeyler yaşanmış ve çok şeyler öğrenilmiş denilen veya öyle zannedilen,ancak insanın en ulvi ve kutsal duyusu olan sevme duyusunu gerçek anlamda yeni öğrenildiği ve hücrelerine kadar yaşanıldığı bir dönemi ve süreci kapsamaktadır.
Yalnızca güçlü insanlar sevebilir,zayıflar sevdiklerinde ya köle olurlar yada sevdiklerini kendilerine köle yaparlar.Halbuki sevgi öyle bir çiçektir ki ( gül ) kafesi kendine yer kabul etmez.Sevgi direk Allah’tandır.Bu yüzden sevgi zamandan ve mekandan ayrıdır.Zamana ve mekan kanunları,kuralları onu etkilemez,aksine sevgi zaman ve mekanı etkiler.
Sevmek avam tabiriyle deliliktir.Aklın aşk müddetince yerini duygulara terk etmesidir.Delilik ,insanın aklıyla değil kalbiyle ,yani duygularla yaşama halidir.Aşıklarla deliler arasındaki fark,delilerde aklın bir daha dönmemek üzere gitmesi,aşıklarda ise aklın geri dönüşünün mümkün olmasıdır.Zaten insanın aklı başına gelince aşk intihar eder.Dünya adınız deliye çıkarıp size eziyet ettiği zaman aşkı bilmiyorlar diye onlara dokunmamaktır,gülüp geçmektir ,sevmek.
Sevmek inanmaktır.Sevmek yaşamaktır.Sevdiğini kendisi gibi,kendisinden çok duyumsamaktır.Sevmek sevdiği olmaktır.Sevdada ikilikler kalkar ,bir olmalara gidilir.İki ten,iki kalp,iki gönül yoktur sevgide.Tek bir kalp olunur,tek bir yürek olunur.Sevmek paylaşmaktır.Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır.Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir ki tek kalp olunsun.
Sevgide son yoktur.Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar.Biten sevgiler yoktur,bitmiş gibi görünen sevgiler vardır.Vazgeçişte yoktur sevgide,yaşandıkça yaşatılır sevilen.Ama kimi zaman sevgili için kimi zamansa sevginin veya şartların bir gereği olarak saklanır bu aşklar.Vazgeçiş yoktur,vazgeçilmiş gibi görünmek vardır. O yüzden sevmekte istemek yoktur.Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler.Bir şey varsa istediğin,bu senin için değil sevgili için istediğindir.Ondan onun adına istersin.Onu daha sonsuz sevebilmek için istersin.Sevme özgürlüğünü istersin,kabul edilmesini istersin.İstersin ama bir gün gelir bu isteklerde son bulur.Kendinden istersin artık.Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden.Sonsuz kılmak istersin onu.Sonsuzluğa götürmek ,onunla sonsuzluğa varmak istersin.Bu yolda sevgili olur mu olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler.Sevmek sevgiliden sevgiliyi istemeyi öğrenmektir.Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir sevmek .Sevmek istemektir.
Sevmek beklemektir.Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o.Öyle ki tüm gerçekler ,tüm dünya silinir gider.Ne ondan anlaşılmayı beklersin,ne onu anlamayı.Ne onun gelmesini beklersin,ne onun Leyla-Mecnun olmasını.Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında.
Sevmek gücenmemektir.Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi öğrenmek demektir.Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek.Onun verdiği acılara,yaşattığı üzüntülere alınmamaktır.Sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir.İhanetlere,terk edişlere,hainliklere bile üzülmemektir.Sevgiliden gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir.Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek.Sevmek ölmektir !
Sevmek ölmesini bilmektir.Sevgili için yaşamaktır.Onun eli,kolu,gözü,kalbi,beyni olmaktır.Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir !
Sevmek vermektir.Sevmek sevdiği için almasını bilmektir.Almamaya yemin ederek vermektir.Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek !
Sevmek tükenmektir.Sevmekten ölürken tekrara var olmaktır o sevgiden.Sevmek bazen sevgilinin gel deyişine hayır demektir.Sevgilinin aşkıyla boğuşurken,yüzerken o aşk denizinde,sevgilinin uzanan eline hayır demektir.Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek.Sevgilinin sözlerini duymamaktır,uzaklaşmak ıraklara gitmektir sevmek.Aşk bu dünyanın malı değildir.Bu yüzden her aşık dünyadan kaçmak ister.Seven dünyada olan ama dünyadan olmayandır.Sevmek bu gerçekleri bilmek,ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir.
Sevmek sevgili olmaktır.Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır.Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır.Sevmek sevgilinin limanı olmaktır.Sevmek sevdiğinin canı olmaktır.Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır.
Sevmek yangın olmaktır.Yanmaktır,kor olmaktır.Dağ olmaktır,volkan haline gelmektir,gül olmaktır,evren olmaktır.Her şey olmaktır,hiç olmaktır.Alev olup girmektir gönüllere.Sevmek yürümektir gönüllerde, izler bırakarak.
Sevmek kaybettiğinde sevgiliyi,onu değil kendini aramaktır,kendini bulmaktır,kendini bilmektir.Kendini bilince kendini bulmak kendini bulunca başkasını aramaya gerek kalmamaktır.
Sevmek güvenmektir.Sevmek onaylamaktır.Sevmek sevgiliye bir nefes gibi bir ses gibi yakın olmaktır.Sevmek ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye.
Yalınlıktır,doğallıktır,özdenliktir sevmek.Yalansızlık,içtenlilik ,ölümsüzlüktür sevmek.İlk insanın ,Havva ve Adem’in saflığını ve temizliğini ,çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek.Göz yaşı olmak ,yağan yağmur düşen kar taneleri olmaktır sevmek.Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek.Sevgilisizken hala sevgiliyi sevmektir sevmek.
Sevmek üşümektir.Sevgilinin yokluğuna üşümektir,donmaktır.Bu yüzden seven ölmekten korkmaz.Sevmek yanmaktır,seven ateşten korkmaz.Çünkü aşkta ilk duyulan şey sıcaklıktır.Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek.Sevgilinin olduğu cehenneme yürümek,sevgilinin olmadığı cennete girmemektir sevmek.Sevmek sevgiliyi cennet etmektir.
Sevmek bir olmaktır.Sevmek yaşamaktır.Ve sevmek inanmaktır.Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Sevmek ,sevmesini hak etmektir.Sevmek,sevgilinin baktığı yerde,sustuğu yerde olmaktır.Sevmek sevgilisiz ve uykusuz geçen gecelerin sabahına varmaktır.Sevmek şafak vakti sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi.
Sevmek sevmesini bilmektir.Sevmek ölmesini bilmektir.Sevmek sevmek olmaktır.Aşk olmaktır.Aşkın en son noktasında söylenen söz insana değil Allah’a aittir.
Aşk bir kere sevmektir.Sevmek aşkın kendisi olmaktır.SEVGİLİYİ BIRAKIP ALLAH’A VARMAKTIR.
Bu kitap ;
Sevmenin; insanı insan yapan,insanın kendisini,diğer insanları,diğer canlıları,doğayı ve en önemlisi Yaratanı tanımasını sağlayan,akları kara,karaları ak yapan,artıları eksi,eksileri artı yapan tarifsiz ve tanımsız bir duygu olduğunun yaşanmış gerçekçi tanığıdır.
Bu kitap ;
Yaşanmış çok güzel şeylerin akabinde şartların getirdiği mecburi bir ayrılıktan sonra “ çok kadersiz insanlarmışız,seninle konuşmayı,seni…… her şeyi çok özledim.Hayat bomboş geliyor,inan varlığın güç veriyor,ne olur yok olma ayakta kal.Farkında mısın bilmiyorum saatimi sağa taktım.Bir yere varacağı,bir şey olacağı yok ama aramızdaki gizli bir bağ gibi hissediyorum.Mesaj atma bir daha .Aslında çok çok sevindim ama yaşadıklarımızı düşününce ateşle oynamaktan başka bir şey değil.Sen bana istediğini söyle,istediğini yap,sevgini hep hissediyorum” diyen bir sevgilinin ayrılık acılarını dile getirmektedir.
Hissettiğiniz kadar görebilirsiniz.Bildiklerinizle değil,hissettiklerinizle ve yaşadıklarınızla cennete gireceksiniz.Cennet bilenlerin değil,hissedenlerin yaşadığı yerdir.İnandığın ve hissettiğin kadar görebilirsin.B kitap görmediğine inanmayan,ama iman ettiği ve inandığı şeyleri görenlerin şiirsel ifadesidir.
Bu kitap;
Ölümsüz olarak ilan edilmiş bir gerçek aşkın tanıklığı adına ve hatırasına yazılmış ve dünyada sadece 5 adet basılmıştır.Yalan olan dünyada gerçek sevgilerin yaşatılması,sevgi adına acılar çekilmemesi,ve her şeyden önemlisi sevdaların acı sonla sonlanmaması için bir vesile olmasını temenni ederim.
Yağmur yağsa dağılacak
Kaçacaklar köşe bucak
Sonları hazin olacak
Sunta kafalı herifler.
2.6.l998
Sen ey dünya alçaklara yar oldun
Bir gün olsun yüzümüze gülmedin
Şu gençliği heba ettik uğruna
Nankör çıktın kadir kıymet bilmedin.
21.7.l998
Binlerce yanlış var dünyamızda
Onun için kavgam ve mücadelem
Değiş diyorsunuz şimdi bana da
İnsanlık ağlıyor ben nasıl gülem.
22.7.l998
Dostum oku bunu ben sana yazdım
Hele düşün derin derin ne derim
Bekletme ne olur gecikme emi
Zamanım gelirde geçip giderim.
17.8.1996
Geçiyor günler ve aylar
Ozan Kadir gülemiyor
Taa derinlerden vurulmuş
Çaresini bilemiyor
Yolunu kaybetmiş kırda
Gözü geniş gönlü darda
Bekler bekler bir baharda
Koymuyorlar gelemiyor.
6.12.1998
Bekledim ben seni iki yıl boyu
Neden gelmez sin ki niçin gelmezsin
Önüme koysalar güneşi ayı
Sana değişemem bunu bilmez sin.
23.2.1998
Aklı mantığı kenara atıp
Neyleyim gönül bu güle koşuyor
Gelmişi geçmişi önüne katıp
Bahardaki seller gibi taşıyor.
7.3.1998
Uzun yoldan koşup geldim
Kucağını açar mısın
Yoksa sende ele uyup
Vefasızca kaçar mısın
7.3.1997
Bilmiyorsun seni candan severim
Yeter artık sende gel biraz biraz
Ne hal kaldı gülüm nede takatım
Birleşelim bitsin öldürücü naz.
18.7.1997
Sevdiğim ulaşmak isterim sana
Yol vermiyorlar ki gelemiyorum
Nedeyim bir akıl ulaştır bana
Çaresiz kalmışım bilemiyorum.
16.7.1997
Şu devletin malı edilir talan
Yoksul çoğunluğa kırıntı kalan
Buna da millete hizmet diyorlar
Vallahi inanmam püsküllü yalan.
23.7.1998
Adımız konulmuş Tanrı dağında
Serpilmişiz ceddin Hak otağında
Kemale ermişiz İslam bağında
Ve duysun tüm alem Türk oğluyuz Türk.
Bur da Oğuz Kağan sultan Alparslan
Fatih Sultan Mehmet onun sağında
Maden çağlarından uzay çağına
İşte varız yine Türk oğluyuz Türk.
23.7.1998
Bir soysuzdan kırk yıl çekti bu millet
Bir soysuzdan ise hala çekmekte
Bunlar başka dilden anlamaz dostum
Tek çare galiba kıça tekmede.
29.7.1998
Yıllardır hasretle beklerim seni
Bana bir kez gelmez misin güzelim
Tertemiz sevdamın hatırı için
Bir öpücük vermez misin güzelim.
Hasretim sana yıllar boyunca
Hatır edip gelmez misin güzelim
Bir kere olsa bana doyunca
Bir öpücük vermez misin güzelim.
28.7.1999
Yıllar geçti iki kelime var ki
Niyet ettim kaç kez söyleyemedim
Aşkımı gönlüme hapis ettim de
Seni seviyorum ben diyemedim
Yanlış anlaşılır diye korktum da
Banu seni seviyorum ben diyemedim.
6.6.1998
Yatıyorsun yine bıçak altına
Korkma be ey gönül buda imtihan
Sahibi Rabbim nasıl dilerse
Sende emanet duruyor bu can.
18.12.1998
Saat gecenin iki otuzu
Eşim çocuklarım yatmış derin uykuda
Ben derdim ağrılarım kalemim kağıdım
Ve Rabbimle baş başa
Oturmuşum yatakta
Saatler sayıyorum günler
Belki haftalar
Ve döküyorum önüme muhasebemi
Tartıyorum az geliyor artılar
İçimde hüzün utanç ve ar
Terk edin beni ebediyen terk edin
Bilerek bilmeyerek işlediğim günahlar.
Saat dört davul çalıyor dışarıda
Ramazan davulcusu
Sahura kaldırıyor oruç tutan kulları
Pek çok insan gaflet de
Günlük anlık düşünen
Nereye belli değil
Çarpık çurpuk yolları
Emanetin sonunda
Parlak değil halleri
Ey Rabbimiz
Bu ayın hürmetine
Beni ve kullarını affet
Kalpleri bu gecede
İmanla dolsun
Yirmi Ramazan gününde çektiğim
Acılar çileler kefaret olsun.
11.1.1999
İnsanın derdiyle dertlenmeyenler
Olgun Mümin değil Müslüman değil
Demiş çağlar önce o ulu önder
Gelmedin sormadın aramadın da
Bari hiç değilse bir selam gönder.
16.1.1999
Bir hayat
Bir dünya
Bir gönül
Bir gönül sevip söyleyemeyen
Hayatı yaşayan sırrına eremeyen
Bir bebe kadar masum
Düşen kar taneleri gibi yavaş
Bir gönül
Tariflere sığmayan
Ariflerin bilebildiği
Kah bir zerre kadar küçük
Kah kainatı kapsayan
Bir gönül
Yer sarsıntısı gibi karşı durulmaz
Volkan patlaması kadar güçlü davam
Dağlar gibi dimdik duruşum
Işık hızı kadar hızlı öfkem
Çile girdabında dönüp duran
Bir gönül sevip söyleyemeyen
Yaza buz tutup kışın eriyen
Kendine has kendine özel
Sevdaya mah küm dostuna güzel
On yıl geçti söyleyemedim
Açılamadım sana
Lise çağında gençler gibi
Gizli mahcup mahzun platonik
Dağ gibi sevdam
Ama on yıl geçti söyleyemedim
Seni seviyorum ben diyemedim
Gözlerimle anlattım
Kalemimle yazdım
Sazımla gönderdim
Özümle yaşattım
Anlatamadım mı Banu
Anlamadın mı Banu
Ey dost ey can
Uzun yollardan
Soğuk iklimlerden
Kaçıp gelmişim
Okyanuslarda boğuşmuş
Dağları aşıp gelmişim
Gün gelmiş bir kara kaşlı ile
Gün gelmiş bir sarı saçlı ile
Yoldaş olmuşum
Dertdaş olmuşum
Kah sürünmüş
Kah koşarak gelmişim
İster kov istersen sev
Şimdi sana gelmişim
Sıcak sinende soluklanmak istiyorum
Seni seviyorum
Seni sevdiğimi
Bilmeni istiyorum.
14.2.2002-
A kızım can kızım
Kınalı kuzum
Ülkemin geleceği
Sevincim hazım
Yatakta hastayım
Bitkin halsizim
Bu zalim bedbahtlar
Uğraşır senle
Ayağımda paranga
Hem de elsizim
Susmayın direnin
İşte kalemim
Susarsam şeytanım
Ve de dilsizim
Duamla sözümle
Sazımla yanınızdayım
Susarsam şeytanım
Ve de dilsizim.
16.1.1999
Bir gün beni mutlak anlayacaksın
O gün bizim için çok geç olacak
Mekan değişecek zaman bitecek
Sana yazdığım bu sözler kalacak.
9.8.2002
Sen ey kafası elleri arasında
Düşünen adam
Sen ey bin bir türlü mengeneyle
Sıkılan adam
Sen ey alemler içinde aleme
Takılan adam
Ey Mehmet ey Hasan ey Mustafa
Kardeş sözlerim size
Sözüm Ozan Kadire eş
Ey Aysun ey Ayşe
Ey Leyla bacı
Sizler ailenin toplumun tacı
Kendimizle ailemizle toplumumuzla
Rabbimizle bile bin bir mesele
Dinleyin bir kez dinleyin hele
Ak sakallı bir hocamız vardı
Minberden bize şunları derdi
İnsan eşrefi mahlukattır
İnsan en şerefli mahluktur
İnsan altındır
Gel gör ki ne yazık günümüzde
Altın çamura düşmüştür
Pislenmiştir
Değeri aynı değer
Yıkanır temizlenirse eğer
İyi ama birilerini mi bekleyelim
Temizlesin diye bizi
Belki zaman olmayacak
Ömür tükenecek vade dolacak
Hem baksanıza
Birileri bu işi yapıyor diye
Kimine ölüm kimine zindan
Kimine sürgün hediye
Kiminin eli kesilmiş
Kiminin diline kilit
O halde beklemek niye
Birilerini beklemek niye
Ey dostum ey kardeşim
Atalım içimizde birikmiş kirleri
Temizleyelim dışımızı kuşatan pislikleri
Çıksın orta yere varlığımızın değeri
Ey saçlarına ak düşmeye başlamış kardeş
Daha dün gibi değil miydi
On yaşımızda değneklerle atçılık oynardık
Yalınayak çayırlarda
Birbirini kovalardık
Sonra okul dönemlerimiz başladı
Siyah önlüklerden gıravatlı dönemlere dek
Çok şeyleri ilk kez bu dönemlerde tanıdık
Kara tahtalarla sıralar arasında
Nasıl bitti nasıl geçti anlayamadan
O güzel günlerin tadına doyamadan
Bir gün baktık diplomalarımızı verdiler elimize
Gururlanarak baktık halimize
Sonra asıl hayat çıktı karşımıza
Kalleşler elinde çirkef yüzüyle
Asit döktüler o temiz mayamıza
Bakır katmak istediler ayarımıza
Fırtınaya tutulan tekneler gibi
Kimimiz sağa kimimiz sola
Karaya vurdu hayallerimiz
Kötülüklerle haramlarla pisliklerle
Doldu heybelerimiz
Sormadık aramadık düşünmedik
Yaşamak için bunlar mubah dedik
Bir gün daha da ağırlaştı derdimiz
Evlendik ayrı ayrı oldu evimiz
Tohumlar ürün vermeye çatlamış
Sorumluluklarımız
İkiye üçe beşe katlamış
Ey kardeş
Ey Ahmet ey Salih
Ey Zeynep ey Nurten bacı
Biz bir dünya bulduk
İşte böyle
Geçmişi değişmeyen
Bizi bu halimizle
Buraya kadar taşıyan
Üstünde güleni eğleneni
Sızlananı ağlayanı ile yaşayan
Gelin
Gelin değişelim şimdi
Ve değiştirelim
Gelin temizlenelim ve temizleyelim
Gelin içimizdeki ışıkları yakalım
Çocuklarımıza doğruyu bırakalım
Yaşanacak bir yarın bırakalım
Yıkanıp temizlenip arınalım
Altın olarak kalalım
Rabbimize ve ebediyete
Tıpkı geldiğimiz gibi
Altın olarak varalım. 20.2.1999
Bir söz vardır dağ dağa küsmüş
Dağın haberi olmamış diye
Bunu bilirdik te
Dağın sinesinde bir gül bitmiş
Güllerin sultanı
Sultanların canı
Bal üreten arılara
Aşk tattıran bülbüllere
Ney öttüren ozanlara
Uğrak yeri sevdanın
Yağmur damlasını ilk o tatmış
En temiz havayı solumuş
İlk o güneşi görmüş doğuşunda
Arkadaş olmuş
Grup vaktinde
Batışında
Gel gör ki zaman içinde
Dağ ona sevdalanmış
Dağ güle sevdalı
Hem kara sevdalı
Gülün haberi olmamış
Dağ gülünü can bilmiş
Sinesinden özünü katmış ona
Kol germiş kanat olmuş
Gülün haberi olmamış
Dağ dumanlı dağ dertli
Gül güzel gül narin gül nazlı
Acaba dermiş dağ kırılır mı gülüm
Üzülüp de sonra solar mı yaprakları
Dökülür mü tomurcukları
Kurur mu narin dalları
Davul dengi dengine derler
Denk düşürememiş kendini
Anlatamamış aşkını
Aylar yıllar geçmiş
Söyleyememiş sevdasını
Gülün haberi olmamış
Hem ne derler diye düşünmüş
Anlamaz ovalar ırmaklar ağaçlar
Kurtlar kuşlar ve fareler
Gözyaşlarını dökmüş içine
Pınar olmuş çıkmış ovalardan
Hasretini salmış gökyüzüne
Kasırgaya dönmüş havalardan
Kapanmış içine vadiler olmuş
Derinlere dalmış volkan püskürmüş
Gülün haberi olmamış
Kışın bembeyaz örtü ile
Örtmüş gülünü
Kıskanmış deliler gibi
Yalçın kayalarla geçilmez olmuş
Yol vermemiş bir başka varlığa
Gülün haberi olmamış
Her bahar gülün tomurcukları ile
Aşkın kokusunu duymuş
Tenini hissetmiş teninde
Başı dönmüş bulutlanmış
Filizlenmiş aşkı derinden derinden
Yaşarmış aynı süreci yeniden
Ama elini tutamamış elinden
Gülün haberi olmamış
Dağla gülün aşkını bilmezdik
Bir ozan bunu yazana dek
Dağ şimdi mahzun mahcup
Sevdası aşikar olmuş
Dağ sormada şimdi
Ne olacak bizim bu hal
Dağ yalvarmada dostlar
Dağ bir haber beklemede
Devrildi devrilecek
Bilecek mi gülü
Anlayacak mı
Nice gün ay mı yıl mı
Umutla beklenen bir haber.
25.5.2002
Yıllarca bekledim hep o günü de
Sana bir doyunca sarılamadım
Yer gök şimdi küstü ve darıldı da
Aşkımdan vazgeçip darılamadım.
8.8.2002
Bir ucu Avrupa bir ucu Çin de
Yüzlerce dillerde onlarca dinde
On yedi ağustosun gecesinde
Karalar bağladık yaslar bağladık
Takdiri ilahi Rabbimiz verir
Suçlu aramakla kim geri gelir
Bitkiler hayvanlar yeryüzü bilir
Latince ağladık Türkçe ağladık.
Rabbimiz artık bu millete acı
Yalvarıyor sana sarhoş ve hacı
Çoluk çocuk yaşlı erler ve bacı
İlaçlar sağladık dua sağladık.
29.9.1999
Sağlam durma vakti memur arkadaş
İnsanlıktan kaynaklanan hakları
Söke söke alacağız tamam mı
Bizi bölüp yemek isteyenlerin
Boğazında kalacağız tamam mı
Her kesimden sesimizi yükseltip
Gümbür gümbür geleceğiz tamam mı
Çektiğimiz bu çileler Hak değil
Yazgı değil sileceğiz tamam mı.
10.3.2000
Kimseleri kırmak değildi kastım
Zalimlerle kavgam ebedi dostum
Bunu anlamadın sana da küstüm
İşlerin rast gitsin git güle güle.
17.4.2000
Sözleri gözleri
Tatlı ve uçuk
Yaşı yaşımdan
Bir hayli küçük
Sırrımı saklarım
Tahlilim kaçık
Çok gün oldu belki
Zamanı geçik
Yeter artık
Bilsin diyorum
İşte ilan ediyorum
Onu küçük uçuk
Seviyorum
18.5.2000
Yalandan yerlere ahkam kesenler
Meltem rüzgarıyken lodos esenler
Genleri değişmiş bozuk desenler
Çöplere atılma vaktiniz geldi.
18.5.2001
Kirli malzemeden oluşan kirdir
Hakkın da aklın da yolu da birdir
Herkes kendisince ayrı özeldir
Dost sen özel isen millet özeldir
Devlet de özeldir dünya özeldir.
Süremez çok fazla böyle bir hanlık
Süreler izafi ömür bir anlık
Her yer karanlıksa herkes karanlık
Dost sen güzel isen millet güzeldir
Devlet de güzeldir dünya güzeldir.
Sözlerle laflarla herkes yerilir
Aynaya bakınca öne serilir
Kendine bakınca toplum görülür
Dost sen düzelir isen millet düzelir
Devlet de düzelir dünya düzelir.
18.5.2001
Rahmete dönmeyi ırmak bekliyor
Bire bin vermeyi toprak bekliyor
Rüzgarla savrulmuş yaprak bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
Bir başak tanesi otlar bekliyor
Güller bülbüller ve dutlar bekliyor
Arılar ve kuşlar kurtlar bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis
Sevince dönmeyi yaslar bekliyor
Üstlerin bekliyor astlar bekliyor
Düşmanın bekliyor dostlar bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis
Tükenmiş milletim bitap bekliyor
Düşkünler hastalar bir hap bekliyor
Kalemler hazırda kitap bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
Talan olmuş bitmiş vatan bekliyor
Uğrunda toprakta yatan bekliyor
Analar bacılar atan bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
Köylüler memurlar işçi bekliyor
Tabipler eczacı dişçi bekliyor
Kasaplar manavlar aşçı bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
İlkbaharda kışlar hazan bekliyor
Kaynamaya fakire kazan bekliyor
Şairler hatipler yazan bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
Bu binayı şimdi bozan bekliyor
Sorun yaratanda çözen bekliyor
Düzene girmeyi düzen bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
Mekan edip yollarda tozan bekliyor
Meyhanelerdeki sızan bekliyor
Hasretle bir Kadir Ozan bekliyor
Yolun açık olsun ey şanlı reis.
19.6.2001
Uğrunda çektiğim derdi çileyi
Yurdum,kimselere anlatamadım.
Hainler nankörler geldi üstüme
Şu senin sevgini ben atamadım.
28.6.2001
Şu dağlara boran vurdu kış geldi
Başımıza bin bir türlü iş geldi
Gözümüzden çeşme gibi yaş geldi
Anlamadın dinlemedin görmedin.
10.7.2001
Sevgini gücünü o yola sersen
Varını yoğunu uğrunda versen
Sonunda bir ödül zindana girsen
Kesme ümidini dayan be dostum.
27.9.2001
Severim delice sevdiğim bilmez
Kızarım saklarım öfkem görülmez
Küserim hayata halim sorulmaz
Sazım dinle hele sen anla beni.
3.11.2001
Mazlumu çıkarsız sevmediğim gün
Zalimlerden zılgıt yemediğim gün
Yanlışlara yanlış demediğim gün
Alsın da Azrail götürsün beni.
27.12.2001
Bir ufak kasaba kadar çoktular
Ama aramıza fitne soktular
Bizi kendi içimizden yıktılar
Düşün düşmanını bul be milletim.
30.12.2001
Bir gül sevdim habersiz
Kaşı gözü karalı
Titrer durur şu gönül
Taa derinden yaralı
Ben avcıyım o kaçar
Ovaların maralı
Teslim ol diyeceğim
Çepe çevre saralı.
5.3.2002
Bu dünyaya ferman okumuş ben ki
Karşımda canımın arzusu can ki
Görülmez ışınla çarpılmış sanki
Titredim yanında o malüm gece.
Neden anlaşılmaz sevgiye açın
Halini anlamaz sevilen niçin
Yanan şu gönlümü söndürmek için
Ağladım sonunda o malüm gece.
30.5.2002
Küsmüş yıllarca bir kalem
Şimdi yazmaya başlamış
Susmuş soğumuş bir gönül
Yeni kızmaya başlamış
Rotası yan yan giderken
Hedef çizmeye başlamış
Bin bir kanatlı kuş olmuş
Gülde tozmaya başlamış.
Sayende .
11.6.2002-
Gitti gidecek ha şu Kadir Ozan
El verin ey dostlar kendine gelsin
Bir gönül adamı tükenmemeli
Gül verin ey dostlar kendine gelsin.
10.6.2002
Seni seviyorum
Evimde eşdeşime
Karındaş kardeşime
Yolumda yoldaşıma
Demedim diyemedim
Ve şimdi ey gül
O can gözlerine bakıp
Seni seviyorum demek
Ne kadar muhteşem bir şey
Seni görmek
Sesini duymak
Hayalinle olmak
Seni seviyorum demek
Ne kadar muhteşem bir şey.
12.6.2002
Dün düşümde gördüm sevdiğimi
Can dediğim canımı
Yüzünde tatlı gülüşü
Güneşin kendinde doğuşu.
Yürüyordu bir meçhule doğru
Ben ardında
Ben coşkun ben heyecanlı
Seslendim
Duyuramadım
Koşmak istedim yetişemedim
Gidiyordu ardına bakmadan
Mesafeyi açarak
Etrafına ışıklar saçarak
Gözlerim kamaşmış
Kalbim kıpır kıpır
Ama heyhaat
Bir adam belirdi yolunda
Ve benim yarım
Ve benim canım
Can dediğim cananım
Onun kolunda
Birbirine sarıldılar
Sevinçten döne durdular
Ve ardında beni gördüler
Uzaktan bir selam verdiler
Yerimde kalakalmış
Ben tutulmuş ben donmuştum
Sonra beraberce uzaklaştılar
Tepelerin ardını aştılar
Ben yerimde kalakalmış
Ben tutulmuş ben donmuştum
Ardından bir rüzgar çıktı aniden
Toz toprak karıştı birbirine
Bulutlar belirdi her yanda
Şimşekler çaktı semada
Yağmur boşaldı sağnak sağnak
Yağ dedim yağmur bu bana hak
Bir yıldırım düştü o an gönlüme
Ve yıkıldım kaldırıma ah ahh
Göz yaşlarım karıştı sulara
Yerleri yumrukladım
Ah dedim kaderim ahh ah
Ağladım ağladım ferahladım
Kalkmalısın dedim ey ozan
Yıkılmamalı dayanmalısın ey ozan
Bu arada gönlüm çıktı karşıma
Ya ben dedi ya ben
Ağlama dedim sen ey gönül ağlama
Sen ozan gönlüsün
Çile bize dert bize
Sevda bize aşk bize
Bu çektiğim senin için
Ve seninki benim için
Bu acılar bizim için
Bir zaman geçmişti belirsiz
Yağmur kesmiş rüzgar susmuştu
Sevdamın gidiş yönünde
Yolda kalmıştı bir iz
Gönlüm kalktı usulca yanımdan
Hiçbir şey söylemeden
Gülümün gittiği yöne doğru
Ardına da bakmadan
Bir haber bırakmadan
Gitti gitti gitti.
13.6.2002
Hatırlarsınız dostlar
Dağla gülün bir aşkı vardı
Yıllar öncesinden gelen platonik
Duymamıştı kimse
Gülde bunu bilmezdi
Bir ozan farkına varıp yazana dek..
Sonramı ?
Dağ mahzun ve mahçup
Sevdasını açmıştı gülüne
Kendi söylemlerince
Gül gelip geçer demiş
Sevdanın dozunu bilmemiş
Günler geçmiş
Dağın aşkı tutkusu geçmemiş
Depreştikçe depreşmiş
Taa derinlere yerleşmiş
Gül güzeldi gül nazlıydı ya
Nazlarına naz katmış
Dağ beklemiş içine atmış
Geceleri ağlamış ay ışığında
Gülü bunu çiy sanmış
Gül ayrılıktan bahsetmiş
Dağın yürekleri yanmış
Dağ acı çekmeye başlamış
Gül oyun oynuyor sanmış
Dağ bildiği yolları denemiş
Dağ bildiği sözleri söylemiş
Dağ gülüne teslim olmuş
Gül yine gelip geçer demiş
Sevdanın dozunu bilmemiş
Dağ acılara dayanamaz olmuş
Dağ biçare
Dağ son çare
Dağ yalvarmış yakarmış gülüne
Gül bana ey gülüm demiş
Sen gülsün beni güldür demiş
Dağ acılara dayanamaz olmuş
Dağ ayrılığa dayanamaz olmuş
Güldürmezsen öldür demiş
Gül anlamamış anlayamamış
Gül hayatını yaşamış
Dağ kıskanmaktan çatlamış
Gül ellerden ellere dolaşmış
Ve sonra gül cevabını vermiş
Ve bir gün dağına öl demiş
Koca dağ bir gül için ölür mü
Dağ oyun oynuyor sanmış
Dağ içinden içinden çürümüş
Çürük ta köküne yürümüş
Ve bir karar vermiş
Ya bu sevda sürmeli
Ya dağ dağ gibi bitmeli
Gülün aşkıyla bitmeli
Söylemiş bunu gülüne
Dağ oyun oynuyor sanmış
Onurlu bir yaşamın
Onurlu bir sevdası
Onurlu bir sonu olmalı
Dağ son şey istemiş gülünden
Sarılmış ve öpmüş gülünü
Tomurcuklarından
İlk kez ve son kez
Elveda demiş
Temiz tertemiz olan bu aşk
Temiz kalmalı
Dağ ölmeli
Gül yaşamalı
Gül yine anlamamış
Anlayamamış
Dağ biçare
Dağ son çare
Tükenmiş
Dağ kırılmış
Dağ yarılmış
Dağ sarsılmış
Dağ ötenazi emri vermiş kendine
Volkanları patlatmış içinden
Parçalanmış kayaları
Kurumuş kaynak suları
Dağ devrilmiş
Dağ yıkılmış yerle bir olmuş
Dağ bir mezar gibi
Vadiye dolmuş
Gül mü ?
Dağın parçalanmasıyla
Gülün tohumları saçılmış her yana
Yeniden tomurcuklar açmış baharlarda
Sevdalıların ellerinde
Aşıkların dillerinde
Sevilmiş okşanmış
Gül hayatını yaşamış
Gül nasıl yıllarca sevildiğini bilmemişse
Dağın bu halini de bilmemiş
Neden olduğunu bilmemiş
Sebep olduğunu bilmemiş
Dağın mezarına bile gelmemiş
Dağ ise yattığı mezarında
Her gün bekler dururmuş gülünü
Dağken ulaşamadığı
Gönlünü alamadığı
Sarılıp okşayamadığı
Gülünü
22.6.2002
Sana gelir bütün mecra
Gülüm seni seviyorum
Liğme liğme hücre hücre
Gülüm seni seviyorum.
Tatlı dili ince beli
Kuğu gibi sanki hali
Kavi kaledir sineli
Gülüm seni seviyorum.
Dudakları anzer balı
Dertlere şifa olmalı
Busesinde moru alı
Gülüm seni seviyorum.
Oynar oyun kozlarını
Ben bilirim pozlarını
Yay altında gözlerini
Gülüm seni seviyorum.
Cilvelerin nazlarını
Acıların hazlarını
Derin anlam sözlerini
Gülüm seni seviyorum.
23.6.2002
Tanyerinden güneş doğmak üzere
Tanyelleri vurur yanık sineme
Çak kurşunu gülüm indir de yere
Bir olamayız biz sakın ha deme
Gülünce gamzende açan gülleri
Esirgeme benden değdir sineme
Yer yüzünde konuş bütün dilleri
Bir olamayız biz sakın ha deme.
23.6.2002
Deşirmeye girdim gül bahçesine
Dikenleri yol vermedi geçeyim
Gönül aşka muhabbete susamış
Pınar iken su vermedi içeyim.
26.6.2002
Yaralıyam gülüm dermana gel gel
Şu aşk meydanında harmana gel gel
Deniz kenarında dağın başında
Çağırıp dururum fermana gel gel
Sevgiye yürüyen kervana gel gel
Güller bahçesinde ormana gel gel
Sazımın telinde gözüm yaşında
Çağırıp dururum fermana gel gel
30.6.2002
Gülüm seni benim kadar
Seven var ise durma git
Şu canımı verdim sana
Bildiğini yap sorma git.
2.7.2002
Yıllardır gönlümün yaşadığını
Yazdı kalemim ve anlattı bu dil
Göremez kalpleri kapalı olan
Anladı beni anladı bir gül
Aşkımın rahmeti bereketiyle
Çiçek tarlasına döndü şimdi çöl
Rab dan gayrısına pervasız iken
Bir kula kul oldu galiba bu kul.
16.7.2002
Sen güzelsin sen şirinsin
Bu yolları sen bilirsin
Dert olmasın bu aşkımız
Üstesinden sen gelirsin
Bu can canana erişsin
Sen nazlısın sen özelsin
Sen canımdan da güzelsin
Elim kolum benim bağlı
Üstesinden sen gelirsin.
23.7.2002
Dağla gülün bir sevdası vardı ya
O kötü sonu bozana kadar
Bırakmam peşini yemin olsun ki
Destanı yeniden yazana kadar.
Kaçalım buradan dersin ya gülüm
Gelirim seninle fizana kadar
Dünya ve kainat dar gelirse de
Seni seveceğim mizana kadar.
Beynimde gönlümde ve genimdesin
Kışta ve baharda hazana kadar
Arama yarini bir başka serde
Yolun sonu Kadir Ozan a kadar.
17.7.2002
Çok uzaklardayım ben sensiz şimdi
İsmin ve resminle avundum durdum
Elimden başka bir şey gelmedi
Beş ağustosa çok hayaller kurdum.
19.7.2002
Yayla çayırında ot kesen güzel
Olabilirsin çok kendince özel
Boş yere bakma ve okuma gazel
Uzaklarda benim bekleyenim var.
20.7.2002
Arayışla geldi geçti bir ömür
Daldan dala kona kona yoruldum
Bir gün geldi bir çiçeğe vuruldum
Fırtınalar dindi artık duruldum.
22.7.2002
Aktı çılgın çılgın denize dere
Buhar oldu bulut çıktı sefere
Yarinden uzakta bir gönül için
Çiy ve yağmur oldu döküldü yere.
Şu dağları yine duman bürüdü
Açtı güneş cümle varlık yürüdü
Sevişti insanlar hayvan ve bitki
Sevdiğinden ayrı ozan süründü.
24.7.2002
Ne çektiysek yine insandan çektik
Sevginin yerine kin nefret ektik
Çok güzellikleri tek tek kaybettik
Dağlar dağlar söylen söyleyin bana
Yakışır mı bütün bunlar insana.
Çoğu günler kendimizle atıştık
Başkaları kötü dedik çatıştık
Bir lastik memeyle sustuk yatıştık
Dağlar dağlar söylen söyleyin bana
Yakışır mı bütün bunlar insana.
22.7.2002
Geçer gider diyordun ya
Unutursun diyordun ya
Unuttum gülüm unuttum
Seni öptüğüm günden beri
Elimi tuttuğun günden beri
Unuttum gülüm unuttum
Ayrılık günlerinde
Hep kalbimi avuttum
Yaaaa
Tek kelimende haklıydın
Unuttum
Hem de ebediyete kadar
Seni unutmayı unuttum.
4.7.2002
Bağırdım dağların zirvelerinden
Aşığım Banu can duyabildin mi
Nasıl özledim ay yüzyıl mı oldu
Ufkun ötesinden sayabildin mi
Bir ırmakla haber yolladım her gün
Aktı denize de geldi mi sana
Ne kadar özledim ah bilebilsen
Unutma söz verdin beşinde bana
Bülbüle turnaya seni anlattım
Ağaçlar çiçekler dertdaş oldular
Ne olursa olsun bu aşk sürmeli
Uğrunda her yola yemin verdiler.
Bulutlara sordum bir haber var mı
Anzer tepesini duman bürüdü
Nedeyim sevdamın hatırı için
Uğrunda o dostlar sana yürüdü.
24.7.2002
Günler girdi aramıza
Yollar girdi aramıza
Kurtlar daldı meramıza
Razı olduk kuramıza
Köz bastırdık yaramıza
Bu şartlar içerisinde
Hayalinle yaşadık.
22.7.2002
Dostlarım var diyordum ya gülüm
Dostlarına sadık vefalı mert
Bizleri anlayan bizleri dinleyen
Bizimle gülen bizimle inleyen
Asla ihaneti bilmeyen
Canlar can dostlar.
Dostlarım pınarlar ırmaklar
Dostlarım kurtlar kuşlar turnalar
Dostlarım çiçekler ağaçlar kayalar
Dostlarım derede yüzen balıklar
Dostlarım bal taşıyan arılar
Dostlarım nazlı nazlı uçan kelebekler
Dostlarım çayırda meleşen kuzular
Yılanla bile dost oldum bu sene
Ayrılık günlerinde sensizliğimi
Can dostlarımla paylaştım
Seni onlara anlattım gülüm
Her gün meclisimize kattım gülüm.
Sevgidir dediler yaradılışın özü
Sevgidir kavalın sazın sesi
Sevgidir şairin ozanın sözü
Sevgi ile uçuşur kelebekler
Sevgi ile açar çiçekler
Sevgi ile eşler birbirini bekler
Sevgi ile doğar bebekler
Sevgidir her yolun başı
Sevgidir aşıklara akıtan gözyaşı
Sevgi vardır yazıda kalemde
Nakışta sanatta her demde
Sevgi vardır kulluğun temelinde
Sevgi vardır kainatın dilinde
Sevgi ile tohum meyveye durur
Sevgi ile ırmaklar denize yürür
Sevgi ile boşalır bulutlar
Sevgi ile yeşerir umutlar
Sevgi ile artı olur eksiler
Sevgi ile bir can olur sevgililer
Dostlarım sevmeli sevilmeli dediler
Dostlarım seni çok sevdiler
Sevdama halime hak verdiler
Sonuna kadar yanındayız dediler
Ve seneye görmek istediler
Seni benimle görmek istediler.
28.7.2002
Aşkın şarabını içemedikte
Lakin acısını çok fena tattık
Dostlarım teselli verdiler bana
Vuslat umuduyla yattık ve kalktık.
29.7.2002
Ağustos ayında dağın başında
Soğuktan titriyor ve üşüyorum
Sen geliyorsun aklıma bir yandan
Aşkın ile yanıp tutuşuyorum.
29.7.2002
Dumanlandı yine dağların başı
Hasreti çoğaldı aktı gözyaşı
Ozan Kadir in sadık sırdaşı
Sen bana gel ben sana kol olayım.
29.7.2002
Ellerim ellerine kenetli
Dudaklarım dudaklarına
Sinem sinene değse
Ve sımsıkı sarılsam
Hiç ayrılıp gevşemeden
Günlerce öyle kalsam.
29.7.2002
Gençlik güzelliğin gittiği zaman
Alımın çalımın bittiği zaman
Çevrenden dostların yittiği zaman
Oku bu sözümü beni hatırla.
Hatırla ağustos sekiz gününü
Nasıl gözyaşları döktürdüğünü
Bana neler neler çektirdiğini
Oku da sözümü beni hatırla.
9.8.2002
Kaderime bakın kara yazıldı
Tam vuslat gecesi sihir bozuldu
Gönlümden gözümden yaşlar süzüldü
Artık bu dünyanın ne önemi var.
8.8.2002
Çektiğim acılar reva mı hak mı
Günahım vebalim o kadar çok mu
Şu senin dünyanda bana yer yok mu
Yıllarca bekledim yine BEKLERİM.
8.8.2002
Dudakların gonca güle benzerdi
Koklayamadan çekip gittin sen
Bir güldürdün sonra ağlattın beni
Gönül kıblesini yıkıp gittin sen.
10.8.2002
Halkaya sokulup ipe takılsan
Tükensen ayakta yere yıkılsan
Canlı canlı mezara da sokulsan
Kahır etme dua eyle sabreyle.
11.8.2002
Görmez misin şu mecnunun halini
Bu sebepsiz küsüş düşmanlık niye
Üç gün oldu gözlüyorum yolunu
Sözünden pişmanlık duyarsın diye
Tavrından pişmanlık duyarsın diye
11.8.2002
Dağlar size geri döndüm
Gülüm beni terk eyledi
Aşkımı meçhule gömdüm
Yarim beni terk eyledi
Gülüm de vefasız çıktı
Çıkmaz bir odaya tıktı
Vurdu yere beni yıktı
Dağlar size geri döndüm.
Beraberce ağlayalım
Dayanışma sağlayalım
İşte şimdi bu son halim
Dağlar size geri döndüm.
12.8.2002
Benim dünyam
Çilekeş Anadolum
Her karış toprağı
Sevgiliye eş Anadolum.
Binlerce yıl yükünü taşımış insanın
Çekim alanı olmuş bütün dünyanın
Davalar sırtlanmış kainat kadar
Medeniyetler yeşertmiş
Uygarlıklar hayat bulmuş
Atama dedeme yurt olmuş
Anadolum.
Benim dünyam Anadolunun
Çorak toprağına benzer
Durgun sade çilekeş yorgun
Ama suyla buluştu mu bir kez
Ama sevgiliyle buluştu mu bir kez
Canlanır coşar üretir
Şaha kalkar dağı ovası yaylası
Fışkırır oradan her tür
Tohumlar meyveye durur
Her şey hilkatine yürür
Sesler yankı bulur sahibinde
Şiir olur ozanların dilinde
Sanat olur ozanların elinde
Kucak açar canlı cansız tüm varlığa
Doyurur barındırır
Okşar sarar kendine sığınanı
Ayırmaz can ile cananı
Ama öylesine sert öylesine öfkelidir
Dilinden anlamayana
Töresini bilmeyene
Kurur çorak olur
Kendi ile beraber öldürür
Yok eder anlamayanı anlayamayanı
Benim dünyam Anadolu
Dinle dostum
Hayat bulur dünyamıza girenler
Mutlu olur dilimizden anlayanlar
Kucak açar gelenlere erenler
Gel ey dostum bu dünyamızda yer var
Gel ey dostum bu dünyamıza yaklaş
Çorak koyma sevgiliyle kucaklaş
12.8.2002
Akşam olur hüzün kaplar içimi
Bilir misin sebep nedir sevgilim
Ne deyim ki gönüllerin seçimi
Bunu söylemeye varmıyor dilim
Gözlerimden anla beni sevgilim.
20.8.2002
Acı şu sürecin son demlerinde
Bir yalancıyım ben kapını çalan
Silinse yırtılsa her şey yok olsa
O mutlu gecemdir geriye kalan.
18.8.2002
Bahar geçti yazda geldi geçiyor
Göçmen kuşlar yavaş yavaş uçuyor
Cümle alem yol gözlüyor seçiyor
Bir biz kaldık orta yerde güzelim.
22.8.2002
Şu hayat çok kısa uçup gezelim
Engeller kalmasın yıkıp ezelim
Sen güzelsin ama ben de özelim
Boş ver düşünmeyi gel be güzelim.
18.2.2002
Zaman ey zaman oy zaman
Mekanı yoğuran zaman
Umutlar doğuran zaman
Derdime çare ne zaman.
23.8.2002
Yandı yürek köze döndü
Türkü oldu söze döndü
Başka alemlerde idi
Aslolana öze döndü.
24.8.2002
Gelmedi de aşkım sordu ne haber
Kesti suratımı acemi berber
Sızlayan yarama tuz ile biber
Dökenin inşallah eli kırılsın
25.8.2002
Çağlayanlar gibi çağlattın beni
Halatla kendine bağlattın beni
Gel gör bir gün hariç ağlattın beni
Yolculuk ne zaman bizim ellere.
25.8.2002
Akıllan ey gönlüm sen sana olda
Teklifsiz davete gelme bir daha
Adam ol aklını başına alda
Kapının ardında kalma bir daha
Ozan Kadir güle ne küs ne darıl
Zaman akıp gider hep harıl harıl
Dünya bir hakikat yaşama sarıl
Hülyaya hayale dalma bir daha.
25.8.2002
Şu ıssız yurduma ayağın basar
Ne yaprak kımıldar ne rüzgar eser
Sen gülünce gülüm bülbüller susar
Hele gir de bir gör o an halimi
Derman bulur iflah olmaz yaralar
Dertler biter aka döner karalar
Şahlanır nehirler coşar dereler
Hele gel de bir gör o an halimi.
Kadir Ozan aşkın dipsiz bir kuyu
Saatten saate değişir huyu
Bir tatlı pınarın göl olmuş suyu
Hele dal da bir gör o an halimi.
26.8.2002
Dostun bahçesine girdim
Orada güzellikler gördüm
Destur aldım hayat verdim
Sekiz ağustosa kadar.
Açılmış gonca gülleri
Gördüm tarifsiz halleri
Gezdim gizemli illeri
Sekiz ağustosa kadar.
30.8.2002-
Nereden geldik biz ve ne ederiz
Nasıl yaşarız ve nere gideriz
Muhteşem balansta biz ne kadarız
Yaşamın öyküsü bizde bir türlü
Hakikat bir iken sizde bin türlü.
Nedir şu kainat bir bilmecemi
Acılar meydanı ve gülmece mi
Biz mi taşıyoruz bizimi gemi
Yaşamın öyküsü bizde bir türlü
Hakikat bir iken sizde bin türlü.
31.8.2002
Kelimeler anlamını yitirir
Uzanan ele el verdiğin zaman
Gönüller coşar ve hisler konuşur
Çağrıma uyup ta geldiğin zaman
04.09.2002
Günaydın nazları savuran güzel
Günaydın hasreti kavuran güzel
Bedenler ayrı ayrı olsa da
Günaydın kalbimde hep duran güzel.
06.09.2002
Tükeniyor ey dost yol adım adım
Arşa ulaşıyor ahım feryadım
Ağladım geceler bir gün görmedim
Gidiyorum gülüm kal sağlıcakla
Yürüyorum belirsizler ufkuna
Tükendim de dur diyemedim buna
Meçhuldeki sadık dostlar yurduna
Gidiyorum gülüm kal sağlıcakla
Ozan Kadir senin kaderin böyle
Söyle de dinlesin o aşkın söyle
Umudu bağladım şimdi meçhule
Gidiyorum gülüm kal sağlıcakla.
06.09.2002
Çalarken sazımı bir ahenk ile
Karıştı şu bozuk zurna araya
İçinde üç farklı yolcusu ile
Hayalet gemimiz vurdu karaya.
11.09.2002
Anlamak için Leyla ile Mecnunu
Anlamak için Elif ile Karacayı
Anlamak için Ozan Kadirle Gülünü
Kor ateşte kavrulmalı
Büsbütün yanmalısın
Buharların yükselmeli gökyüzüne
Bulutlara kavuşmalısın
Ve rüzgarların emrinde
Tüm yeryüzünü dolaşmalısın
Bulduğunda cananını
Kavuşturmalısın canını
Yağmur olup dökülmelisin
Aheste aheste
Süzülmeli saçlarından aşağı
Değmelisin çıplak bedenine yarin
Göğsünde çağlamalı
İksir olup hayat vermelisin
O zaman aşkı muhabbeti görmelisin.
17.09.2002
Bir ayı dolaşır gül bahçesinde
Çiğnedikçe benim kanım kuruyor
Ellerim kollarım dillerim bağlı
Çaresizim gülüm aklım duruyor.
25.09.2002
Ne ettim ki gülüm sana
Beni yerden yere vurdun
Geçtin karşıma oturdun
Eller gibi seyre durdun.
Sana geldim her şeyimle
Bana yurt olmadı yurdun
Kabesiz bile kaldım da
Ne aradın ne de sordun.
Bir gün güldü gülün diye
Ozan Kadir hayra yordun
Sen yüzmesini bilmezdin
Derin deryalara daldın.
27.09.2002
Gece kuşu tiz sesiyle öterken
Karanlıklar saatleri yutarken
Cümle alem uykusunda yatarken
Ayaktayım hayalinle güzelim.
Umutlar kaybolup tek tek biterken
Gözün önünde can uçup giderken
Aynanın ardından sen seyrederken
Anlamış değilim ne yaptığını.
28.09.2002
Aşkım sen kendini kuş mu sanırsın
Bir oyana bir buyana uçarsın
Durulmazsın daldan dala konarsın
Dışı ballı içi ateş olan var
Bilmediğin çiçeklere banarsın
Çağırırda çeker seni kendine
Anlamazsın tatlı gelir kanarsın
Günler sonra sana döner etkisi
Dikkat ede zehir olur yanarsın.
29.09.2002
95-DÖNE GELE BİRGÜN BİZE
Ötelerden bir köz düştü
Şu yaralı bağrımıza
Bir güzele gönül verdik
Kulak vermez çağrımıza
Eriyorum içten içe
Bakar durur eğrimize
Elindedir deva olmaz
Sızımıza ağrımıza
Süründürür günden güne
Kucak açmaz doğrumuza
Bir kuş gibi uçtu gitti
Sığamadı şehrimize
Kuyulara aktı suyu
Kavuşmadı nehrimize
Bekle dedi bekliyorum
Döne gele bir gün bize.
5.10.2002.
96-HABERİN OLSUN
Sevgilim silkelen gel artık uyan
Zordasın bilirim geçecek dayan
Vazgeçemem senden namerttir cayan
Çok özledim seni haberin olsun
Dinleme dışardan gelen gazeli
Gözdeler deli bak akıllı deli
Tatlımsın canımsın dünya güzeli
Çok özledim seni haberin olsun.
Aynaya bak keşfet yeniden seni
İncisin bilirsin incitme canı
Ellerim kırılsın varsa yalanı
Çok özledim gülüm haberin olsun.
Şu ozan kendini buldu aşkında
Maşuk olmak için şimdi meşkinde
Ayırdım yerini sevgi köşkünde
Bekliyorum seni haberin olsun.
6.10.2002.
O gün oradan o gidişin var ya
Kesseler inan ki kanım akmazdı
Azrail gelseydi ruhum almaya
Direnirdi beden canım çıkmazdı.
19.10.2002
Su gibi hava gibi
Seni nasıl istediğimi
Bir hal içinde halle
Gece gündüz izlediğimi
Tomurcuk ve dudaklarını
Tenini çok özlediğimi
Ve ne olursa olsun
Seni çok sevdiğimi
BİLİYOR MUSUN ?
19.10.2002
Sevmişim bir kere dönemem gülüm
Sözümü ovalar dağlar biliyor
Denizler pınarlar dereler çaylar
Ormanlar bahçeler bağlar biliyor.
Beste oldun adın sazın telinde
Tarihe de geçtin çağlar biliyor
Yaşantımla bağlı çevremdekiler
Ölüler biliyor sağlar biliyor.
20.10.2002
Kanadı kırılmış kuşa dönmüşsün
Soğuksuyla pişmiş aşa dönmüşsün
Bahar ortasında kışa dönmüşsün
Bu haller başına geldi geleli.
Elmas iken kara taşa dönmüşsün
Parlak yıldız iken loşa dönmüşsün
Bir yol ortasından başa dönmüşsün
Bu haller başına geldi geleli.
24.10.2002
101-TUT ELLERİMDEN
Kaderim bu deyip yaşıyorum ben
Kanım kayboluyor ve üşüyorum
Bırakma sen ey gülüm tut ellerimden
Gözüm kararıyor ve düşüyorum.
01.11.2002
102-BECEREMEDİN
Sen ey zavallı beceriksiz ozan
Yanında dünyanın gülü güzeli
Onunla gülmeyi beceremedin
Kararttın dünyanı sızlandın durdun
İstedin ölmeyi beceremedin.
08.11.2002
103-TEŞEKKÜRLER OLSUN
Olumsuzluk diye her ne var ise
Yaşadıklarım hep çöplüğe dolsun
Bu gece başka hiç söze hacet yok
Teşekkürler olsun ,şükürler olsun.
09.11.2002
104-YAZIKLAR OLSUN
Bu gün yarın dedin süreler verdin
Her durakta durdun peşinden vurdun
Oynadın benimle aldattın durdun
Tek bir cümle ile yazıklar olsun.
23.11.2002
105-BIRAKIN BENİ
Gülümü gömdüm de kara yastayım
Bugün yarın gidici bende hastayım
Sabrı öğrenecek büyük kurstayım
Elişmeyin bana bırakın beni.
03.12.2002
106-AKILLAN HAYRAN
Dengesi kaybolmuş bir dengesiz ile
Zor ve uzun yola girilmez hayran
Değil ki hayatın bir günün bile
Onun uğruna verilmez hayran
04.12.2002
107-BAYRAMIN OLSUN
Uğraştım çırpındım didindim durdum
Bir olalım diye planlar kurdum
Ne yazık bayrama hüzünlü girdim
Yarınlar da senin bayramın olsun.
05.12.2002
108-KARLAR YAĞSIN
Leylekler turnalar çok oldu göçtü
Çiçekler soldu ve yapraklar uçtu
Canım dediğimde ayıya kaçtı
Karlar yağsın şimdi şu dünyamıza
09.12.2002
109-BEDEL BUMU OLMALI
On aralık bugün günlerden Salı
Bir Tanrım halimi biliyor dostum
Sevmenin bedeli bu mu olmalı
İsyanlar edesim geliyor dostum.
10.12.2002
110-YÜRÜRDÜM
Yollar biterdi hep adım adım
Yürürdüm yanımda sen ve senin adın
Yürürdüm dağlar az gelirdi
Bağlar bahçeler ovalar aşardım
Yellere karışırdım buhar olurdum
Yağmur olurdum ırmaklarda taşardım
Yürürdüm güneş altında kavrulurdu sinem
Yürürdüm rüzgarlar vururdu bağrıma
Sesinden cevaplar beklerdim çağrıma
Yürürdüm dünya bazen dar gelirdi
Dertliler görürdüm dermanı var ama çözülmeyen
İsyan ederdim insanlığım bana ar gelirdi
Kırılırdım küserdim kışlara girerdim
Sonra seni düşünür hayatıma bahar gelirdi
Yürürdüm yoruluncaya dek
Yorulur tükenir ve dururdum
Bir deniz kenarında bir ırmağın başında
Sigaram küle dönerken
Alevim karışırdı közlerine
Küllerim karışırdı küllerine
İçimi çekerdim için için
Çekerdim içime dumanı
Seni içime çekiyor gibi
Cevaplar arardım tükenmez sorulara
Neden nasıl ve niçin.
Yürürdüm yolların sonunda seni bulurum diye
Çıkmaz olurdu bazen sokaklar
Yıkılırdım kalırdım oralarda
Sonra sözlerin kuvvet verirdi bana
Derin nefesler alırdım
Bir hışımla bazen öfkeyle
Kalkar ve tekrar yürürdüm.
Ya bu ayaklar götürecek beni ona
Ya onun yolunda yok olacak bu ayaklar
Yürürdüm koşardım bazen çatlarcasına
Gelirken sana ara ara
Kanatlanır eşlik ederdim kuşlara
Yanardım kutupta buzlar erirdi
Bir öpmen cansız bedenime canlar verirdi
Yürürdüm insanlar görürdüm çeşit çeşit
Didişen savaşan sevişen
Yalnız başlangıçta ve sonuçta eşit
Yürürdüm köşkler saraylar görürdüm
İçinde ağalar cariyeler ve kahyalar
Şuh çığlıklar ve kahkahalar
Maskelenmiş sahte mutluluklar
İçin için yananlar ağlayanlar
Yürürdüm çobanlar görürdüm sürüsüyle bütünleşmiş
Elinde kavalı torbasında soğan ekmeği
Mutlu ve mesut
Bir pınar başında doyururken karnını
Türküler dinlerdim onlardan şarkılar duyardım
Sana yazılmış seni anlatan
Dostum olurdu kalem ve kağıt
Gelip geçen ıssız gecelerde
Sevdanı adını bulurdum hecelerde
Yürürdüm orman içlerinde çise altında
Kokunu alırdım toprağın bağrından
Çiçekler görürdüm yüzlerce çeşit
Gonca gülüm düşerdi aklıma
Bal dudakların
Al yanakların
Alev alev kor gibi sinen
Koşardım gelirdim peşinden
Yürürdüm kurtlarla kuşlarla
Irmaklarla çiçeklerle arkadaş olurdum
Dinlerlerdi beni anlarlardı beni
Kaybolan beni onlarda bulurdum
Dostlukları görüp kendime gelirdim
Çok kez kaçardım insanlardan
Sevdayı bilmeyenlerden anlamayanlardan
Seni isterdim bir tek seni yanımda can
Tanrım şahit olurdu duygularıma
Gizli gizli göz yaşlarıma
Ve yaşadıklarıma yaşattıklarıma
Birde sazım ve senin verdiğin kalemim
Bu işte gülüm hikayem
Bu işte beni yaşatan sevgim
Bu işte beni yürüten sevgim.
18.12.2002
111-SENİ İSTİYORUM
Gönlün istiyorsa bekleme ara
Bıraktığın yerde bulursun beni
Her şeyi ittim de şimdi kenara
Seni istiyorum yalnızca seni
20.12.2002
112-OLMAZ BU AYRILIK
Ayrılmak dedikçe sen canım gülüm
Rüya görüyorum hayır mı şer mi
Ölümün harici ayrılık olmaz
Beden şu canını atıp gider mi.
Ayrılık sözünü etmesen keşke
Yok mu hiç çaremiz bir düşün başka
Dağ gibi özünde tertemiz aşka
Yapmacık duygular katıp gider mi.
Anlamaya çalış ne olur beni
Bugünlerde yıla girerken yeni
Karşılıksız seni candan seveni
Sızlatıp ağlatıp çatıp gider mi.
Goncanı gizleme olursun diken
Bir kez daha düşün ey güzelim sen
Sevdanın gerçeği ortada iken
Hayal umanına batıp gider mi.
Bilirim çevrede yüzlerce ayı
Ama engel değil geç meye çayı
Bedelini bilen temiz sevdayı
Şu ucuz pazarda satıp gider mi.
Ozan Kadir derki ey gülüm dinle
Sazımdan sözümden bir şeyler anla
Dostun uğraşırken bedenle canla
Bakmadan ardına yatıp gider mi.
01.01.2003
113-ÜÇ OCAK
Buluşmamız vardı üç ocak günü
Ayar edemedin ne yazık bunu
Çok yalvardım yenemedin korkunu
Gidiyorum gülüm kal sağlıcakla
03.01.2003
Hayalden oluşan bir gemim vardı
İçinde yolcusu yalnız sen ve ben
Anlamadım bugün kitlendi dümen
Çarptı su aldı ve tükendi hemen.
03.01.2003.
Bugün üç ocak
Yollarım tükendi çaresiz kaldım
Yüreğim yanarak bir karar aldım
Yatakta değilim ayakta öldüm
Sormayın dostlarım ne nasıl niye
Gülümden ayrıldım o gülsün diye.
03.01.2003.
Ah üç ocak ah üç ocak
Hava buz yüreğim sıcak
Yalan dedim dayanırım
Dayanması zor olacak.
03.01.2003.
Şu alemde bunca mutluluk varken
Ayrılık üzere ezgimiz bizim
Nafile uğraştık değişsin diye
Heralde karaymış yazgımız bizim.
04.01.2003.
Bu ayrılık beni yere de serse
Hazırım sınava çalıştım derse
Bir ana oğlunu nasıl beklerse
Bekleyeceğim ben öyle yolunu.
05.01.2003.
Bugün beş ocak günlerden pazar
Görmedim gülümü yüreğim azar
Gönlümden dökülür kalemim yazar
Kıyamete kadar bekleyeceğim.
05.01.2003.
120-SANA VERDİM SENDEN SENİ
Sana verdim senden seni
Manasını bilmelisin
Gönül gözüyle bakmalı
Anlamalı görmelisin.
Gerçek sevginin ve aşkın
İzlerini sürmelisin
Maskelenmiş duyguların
Defterini dürmelisin.
Neye niçin değer miymiş
Düşünmeli sormalısın
Eğer mutlu olacaksan
Halka halka örmelisin.
06.03.2003.
121-YOLCU EYLEDİK
Bir dost daha yolcu eyledik bugün
Saati gelince dinlemez ölüm
Üzüldüm ağladım dostun peşinden
Sen düştün aklıma yine sen gülüm.
07.03.2003.
Kafam çok karışık nasıl edeyim
Dermana çareye kime gideyim
Söyleyin şimdi ben ne yol güdeyim
Selam olsun dostum dağlar sizlere.
08.01.2003.
123-DÖNMENİ BEKLEYECEĞİM
Ayı bahçemizden çıkıp giderse
Korkun ve telaşın o gün biterse
Ömrümüz sürerde vade yeterse
Söz verdin dönmeye bekleyeceğim.
09.01.2003.
Dayanamıyorum şahidimdir Hak
Seviyorum seni ben kendimden çok
Yüzüne bakmaya cesaretim yok
Bakayım doyunca bir resim gönder.
10.01.2003.
Görüşmemiz sanki iki el gibi
Ciğerim kanadı azgın sel gibi
Yürüdün gittin de uçtun yel gibi
Kaldım koltuğumda bütün gün boyu.
11.01.2003.
Artık yaşamanın ne önemi var
Dediğinde gülüm sızladı içim
İsteklerimiziz yapamıyorsak
Anlamış değilim dünya ne biçim.
11.01.2003.
Dayanamıyorum,yalan söyledim
Anlasan da hele bir adım atsan
Daha önceleri yapmıştık çok kez
Yine bir kez daha elimden tutsan.
12.01.2003.
Ayı seni çoktan yok ederdim de
Korktuğum tek bir şey kırılır gülüm
Yada bu diyardan ben giderdim de
Adım atamadım darılır gülüm.
12.01.2003.
Fallar baktırmıştık bir zaman gülüm
Gelecek çok güzel görünüyordu
İnanmıştım çünkü yaralı gönlüm
Yerlere savrulmuş sürünüyordu.
13.01.2003.
Görüyorsun seni aramıyorum
Çünkü sen baktığım her yerde varsın
Söz verdim sözümü kıramıyorum
İçimde üç ocak öncesi yarsın.
13.01.2003.
Ufkun ötesinde beklediğimiz
Aklın ötesinde hissettiğimiz
Ömrün ötesinde tükettiğimiz
Aradığımızı buldun mu Banu.
14.01.2003.
132-GÖNLÜM SENLE DİRİLDİ
Bu süreçte çokça kalbim kırıldı
Dostlarımı üzdüm yaren darıldı
Şu fani bedende yer yer çürüdü
Görmediler gönlüm senle dirildi.
14.01.2003.
133-SEVGİMİ YAŞAT
Şu sevgimi sana emanet ettim
İyi bak yaşat ve öldürme emi
Bahçende tomurcuk güller çok narin
Kendinden vazgeçip soldurma emi.
15.01.2003.
Bedeli heralde günahlarımın
Çektiğim sevdadan ve aşktan yana
Senin bu ateşin öyle ateş ki
Cehennem ateşi dokunmaz cana
16.01.2003.
Sahip olduklarım tek tek yitse de
Dizlerimde takat derman bitse de
Ayı benden seni çalıp gitse de
Teslim olmayacak ,yılmayacağım.
16.01.2003.
Dost deyip inanmış çok fena kanmış
Yıldırımlar vurmuş kavrulmuş yanmış
Çileden kurumuş çöllere dönmüş
Diken tarlasında gül müsün güzel.
Güzelim başında mutluluk tacı
Yoktan sebeplerle çekerken acı
Hayatımız oldu karar ağacı
İrem bağlarında dal mısın güzel
Şu ozan Kadirin sırrına eren
Bilinmez dünyamı öğrenip gören
Dermansız hastaya şifayı veren
Anzerin dağında bal mısın güzel.
17.01.2003.
El alem sürerken senle sefanı
Ardından koşturup çektim cefanı
Birleşiriz diye bekledim anı
Olmadı neyleyim kader utansın.
18.01.2003.
Sordun ya ne haber işte yastayım
Takatsiz mecalsiz ve de hastayım
Bu böylece süren onuncu ayım
Döndüğün gün bana bayramın olur.
18.01.2003.
Ne kadar şiddetle istedim bilsen
Bir kere doyunca senle sevişmek
Şartsız şurtsuz önyargısız bir gelsen
Görürdün nasılmış benle sevilmek.
19.01.2003.
Tutamadım diye verdiğim sözü
Belli etme sakın kızsan da bana
İplikle bağlıyım yaşama şimdi
Tahammül et biraz kıyma bu cana.
19.01.2003.
Güvercin gibiydik yıllarca önce
Oynardık saklambaç köşe kapmaca
Gagamız sivrildi tırnaklar kanca
Oyunumuz av oldu bizler atmaca.
20.01.2003.
İstiyordun sende bu acı niye
Mutlu olacaktık beraber güya
Umutla beklerken yeşersin diye
Ayrılık tohumu ekildi gülüm.
Derler ya doğruymuş sevenler gülmez
Gönül yarasını hiç bir şey silmez
Dünyama girmeyen içimi bilmez
Gizli gözyaşlarım döküldü gülüm.
Ağlama ey gönül böyleymiş yazı
Anlamadı seni şu Banu kızı
Tutamadım ona verdiğim sözü
Mahcup oldum boynum büküldü gülüm.
20.01.2003.
Acılar
Buzlu ve karanlık geceler kadar soğuk
Acılar
Okyanuslar kadar derin feza boşluğu kadar sessiz boğuk
Acılar
Cehennem ateşi kadar sıcak
Tren çığlığı kadar tiz
Dolu dolu kucak kucak acılar
Acılar
Yaz mevsiminde kopan tufan
Rüzgarla sağa sola uçan
Kurtuluşa yarin sinesine kaçan
Sürüm sürüm inlerken yerlerde
Sığınacak o siper nerede
Acılar
Köşkler saraylar içinde
Fildişi kuleler kurar acılar
Esen bir meltem rüzgarında
Ahh Banu ahh diye çıkar acılar
Acılar
Okunmaz dinlenmez görülmez
Yaşanır ancak bilinmez
Ağlamakla sönmez silinmez
Çekilmez olur zulme azaba döner
Yaşar bedende ölünce söner
Acılar
Bir iken bin olur
Toplanır dosya dosya olur
Ulaşır yare posta olur
Acılar
Merhemle çare olmaz
Ve onsuz derman bulmaz
Vadesiz ,süre dolmaz
Doludizgin acılar.
Acılar
Ananın bebesinden ayrılmasında özlü
Evladın babasına isyanındadır gizli
Acılar
Kerbelada şehit düşen yoldaşın
Yaşadığı süreçtir Çeçenyada kardaşın
Acılar
Bir lokma ekmek
Bir yudum sudur
Acılar evreninde en acısı da budur
Acılar
Peşinde avcıların
Kırık kanatlı kuşun
Pençesinde ayının
Ceylandan olan aşın
Hayata bakışıdır
Acılar
Anadan babadan öksüz
Gurbet de kimsesiz ve yarsız
Sokaklar mekanında
Dertliler divanında
Bir gönül ummanın da
Dile gelen acılar.
Acılar ah acılar
Terk edin gidin beni
Çıkın dünyamdan
Çıkın dışarı
Kapatmayın ona giden yolları
Acılar
Ciğerimi dağlar acılar
Türkülerimde ağıt olan acılar
Ağladığıma ağlar acılar
Acılar
Keneler gibi emer kanımı
Bitirir tüketir çökertir
Ama almaz canımı
Acılar
Çepeçevre etrafımı kuşatır
Direnir beden direnir direnir
Umudumu yaşatır
Acılar ah acılar
Yare tatlı gelen acılar
Mermi yarasından beter
Yürek delen acılar
Acılar
Sanki eti kemikten sıyırdı
Yüreği bedenden ayırdı
Acılar
Timsahın çeneleri
Ezdi çiğnedi ve sindirdi
Lokma lokma parça parça
Midesine indirdi
Acılar ah acılar
Terk edin gidin beni
Çıkın dünyamdan
Çıkın dışarı
Kapatmayın ona giden yolları
Acılar
Akan gözyaşım
Acılar
Suyum ve aşım
Acılar
Çökmüş tükenmiş yıkılmış
Yerinden kalkmaz başım
Acılar
Üşüşürler üzerime
Sanki üç başlı canavar
Aç kurtlar gibi saldırırlar
Kokusuna gelirler
Yüreğimde yara var
Acılar
Ayağımda prangayla
Tutsak eden acılar
Onursuz şahsiyetsiz yaşama
Neden olan acılar
Acılar
Cenk meydanı
Bitmez tükenmez toplanır
Acılar
Mızrak gibi
Yüreğime saplanır
Acılar
Sigaramın dumanından
Çare diye çektiğim
Damarımdaki kana
Zehir dolan acılar
Acılar
Umudun fiyaskoya döndüğü
Gönül ün yanılıp kandığı
Hem buz kesip hem yandığı
Gülüşü sevgi sandığı
Çeşit çeşit acılar
acılar
Yarin terk edip gittiği yerde
Acılar
Yarin terk edip gittiği günde
Acılar
Bana yar bana yoldaş olan acılar.
Benim acılarım.
22-23-24-25 ocak 2003
Al gül idin şimdi sarardın soldun
Kırdın kovdun dostu ve yalnız kaldın
Ayılara ,solucana yem oldun
Nasıl razı oldun anlamıyorum.
Solucanlar üzerinde dolaşır
Pislikleri pak tenine bulaşır
Yavaş yavaş can özüne ulaşır
Nasıl razı oldun anlamıyorum.
26.01.2003
Gül güzeldir ama dikeni de var
Arı bal yapar ama bazen de sokar
Ateşte gerekli,kuralsız yakar
Olumlu düşün be ,üzülme hayran.
27.01.2003
146-DUAM
Duydum çevrenden mutluymuşsun çok
Ben gidince artık hiçbir sorun yok
Duam,sevenleri ayırmasın Hak
Dilerim ,bu hülyan daimi olsun.
28.01.2003
Şu ömründe bir gül sevdin yitirdin
İçten içe beni yedin bitirdin
Bak gör şimdi ne hallere getirdin
Bela mısın şu başıma ay gönül
Bahçendeki gonca gonca gülleri
Koklar iken şimdi yaban elleri
Başımdaki iflah olmaz halleri
İster deli ve divane say gönül.
İlaçlarla uyuşturdun bedeni
Kendine mi getirecek bu seni
Yarına bak bırak artık şu dünü
Yazık günah şu haline vay gönül
Yakar birisini tüketir bu ah
Sonra sızlanıp demeden vah vah
Sevda çekenlere olur ya mubah
Söz verdin ya tutamazsan cay gönül
Ozan Kadir verme kendine mehil
Hayalleri bırak gerçeğe eğil
Senin derdin onun umurunda değil
Akıllan da kendine gel ey gönül.
28.01.2003
Engelleri kıramadım
Güzel sana varamadım
Bir doyunca saramadım
Yanıyorum işte buna
Gururumdan aramadım
Durumun ne soramadım
Ben sözümde duramadım
Ağlıyorum kana kana.
29.01.2003
Bilmezsin gizliden gözlerim seni
Ah bir bilsen nasıl özledim seni
Kütahya dan bile izledim seni
Senle beraberim haberin olsun.
29.01.2003
Can evinde matem hüzün var iken
Dostun bahçesinde düğün olur mu
Bu acı halleri yaşayıp her gün
Yıkılmamak için mecal kalır mı.
30.01.20
151-BİR GÜN GÜNEŞ DOĞAR
Sabreyle bir güneş doğar yurduna
Aldırma hayran herkesin kışı var
Geçer elbet bu boran bu fırtına
İlkbaharın böyle soğuk başı var.
31.01.2003
Arı sinek üzerinde dolanır
Rengin kaçar aklın dahi bulanır
Solucanlar bile sana sulanır
Kaderin mi söyle bana ey Banu.
01.02.2003.
Günler sonra yine senle buluşmak
Çok güzeldi fakat ben kala kaldım
Ne kadar istedim oysa konuşmak
İçtiğim hap buna izin vermedi.
01.02.2003.
Seni öpmeyeli geçti bir ayı
Sevinmiştir buna dağdaki ayı
İnşallah kırılır yakında yayı
O zaman anlar ki neler çekmişim.
02.02.2003
155-İŞTE KAÇINCI KEZ
YAZIYOR VE SÖYLÜYORUM
VAZGEÇMEYECEĞİM
Küsseler, ayrılsa ve ağlasalar
Assalar ,kesseler ve doğrasalar
Zindana atsa ve bağlasalar
Seni sevmekten VAZGEÇMEYECEĞİM.
02.02.2003.
Sığmaz oldum artık ben bu aleme
Bir son vermeliyim hüzne,eleme
Tasvir ettiklerim gelmez kaleme
Yine ötelere özlem var dostlar.
03.02.2003.
157-KURTULUŞUN GÜLDE
Ozan,kurtuluşun gülüne kalmış
Oda elin çekmiş mühleti dolmuş
Kökleri kurumuş çiçeği solmuş
Böyle yaşamanın ne önemi var.
03.02.2003.
Ayrılık vermedi bize el aman
Çevreyi kapladı bir kesif duman
Bir ozan yerle bir olduğu zaman
Okuyun sözünü,ağlayın o gün.
03.02.2003.
Yoruldum bu cenkten,aşk meydanında
İnsanlık kavgası onun yanında
Kalemin elimden düşüş anında
Tek Rabbime iman eksik olmasın.
04.02.2003.
Gülüşün can,coşkun çaylara benzer
Gözlerin kaşların yaylara benzer
Hallerinse ,mevsim aylara benzer
Seni sevmeyip de ben ne yapayım.
04.02.2003.
Birleşmek dünyada özü gerçeğin
En zor halleridir kızın erkeğin
Biliyorum seninde sızlar yüreğin
Hele bekleyelim yaz aylarını
.05.02.2003
İşi düşmüş keşişlere hocaya
Kılı kırka yarmış düşmüş inceye
Bu yolların sonu varır yüceye
Durul artık ey sevgilim be gülüm.
Kışt demedi kimselerin kuşuna
Akıl ermez şu Banu’nun işine
Bu yüzdendir neler geldi başına
Durul artık ey sevgilim be gülüm.
06.02.2003.
Asıl büyük hüner ,düşünmek ince
Beyinden beyine göndermek kanca
Budur yığınlardan farklılık bence
Sen farklılaşmaya devam et hayran.
07.02.2003.
Kişi aşık olur yanar ve erir
Gönül o zor anda ilhamı verir
Hisleri insana yolu gösterir
Akıl çelişkiye düştüğü zaman
08.02.2003.
165-ÖLENE DEK
Derinlerden ta özümden
Bir söz çıktı ki ağzımdan
Vallahi dönemem sözümden
Seveceğim ölene dek
Yoktur eylemimde hile
Sına beni gör bir hele
Sonuna dek mücadele
Seveceğim ölene dek.
08.02.2003
166-ÖLDÜM DİLENE DİLENE
Hareketim ipsiz sapsız
Yarınlarımsa hesapsız
Geçti de üç günüm hapsız
Öldüm dilene dilene
Bırakın benle alayı
Hele anlayın olayı
Buldukta şimdi kolayı
Ecelsiz ölen ölene.
09.02.2003.
Be hey gönül artık gafletten ayıl
Dağların başında bulunmaz sahil
Yaşam realite oyuncak değil
Gel artık kendine hayata sarıl.
Ayı parselledi Merih te gezen
Vaylar şu haline ey Kadir Ozan
İnancını kesme yaşama özen
Gel artık kendine hayata sarıl.
10.02.2003.
Duyulmaz sanmayın, kestirme yoldan
Rabbine ulaşır garibin ahı
Acılar içinde ,bilinen halden
Yine hüzünlüydüm bayram sabahı.
11.02.2003.
Ağlıyoruz yaşımızı silen yok
Bu alemde üzülen çok gülen yok
Anlayan yok,anlatan yok,bilen yok
Neye varacak şu halimiz bizim.
12.02.2003.
170-BAYRAM NE ZAMAN
Görüyorum çokça bir garip rüya
Eller aya gider koşarım yaya
İflahım kesildi gül diye diye
Gülüm söyle,bize ne zaman bayram.
Bekledim ağzından bir çift sözünü
Aşkın demlerinde bulmak özünü
Doyunca okşamak tatlı yüzünü
Gülüm söyle,bize ne zaman bayram.
13.02.2003.
Aşkın doruklara çıktığı günde
Heyelan altında kalan neylesin
Sevginin çay gibi aktığı günde
Yarinde çileyi bulan neylesin.
14.02.2003.
Baktığım her yerde seni görürüm
Kimi kaybederim kimi bulurum
Derdi neşeyi de senden alırım
Sensiz yaşamanın hiç imkanı yok.
14.02.2003.
Doyunca, bir gün ver seni göreyim
Şu kara yazgıyı böyle kırayım
Yoluna canımı iste vereyim
Gerisimi ,bomboş sevgi adına.
14.02.2003.
Sana hem yakınım hem uzak böyle
Gülemiyorum ki elimde değil
Yapabileceğim bir şeyler söyle
Bu aşkım özümde dilimde değil
15.02.2003.
Top mermisini bilir misin
Ey sevgili
Düştüğü yeri çökertir yıkar
Toz duman içerisinde
Umutlar söndürür ne canlar yakar
Bana her yok deyişin
Bir top mermisi gibi geliyor
Ama ben dayanıyor
Ve o günü bekliyorum
Ey Banu.
15.02.2003.
Öyle insan var ki ihtiras dolu
Dünyayı yese de uzay gözünde
Kimi insanların canıdır malı
Garibin sermayesi kefen bezinde
16.02.2003.
Sözlerle eylemler bambaşka farklı
Neden rağbet görür yanından çarklı
Bir dost çok söylerdi sözünde haklı
Nalet olsun size,belam sizlere.
Hiç çıkarsız karsız dosta gülenler
Candan aziz bilip kıymet bilenler
Şu kahpe dünyada azca kalanlar
Şu yalnız ozandan selam sizlere.
17.02.2003.
Toprakla su dostlar bugün buluştu
Mecnun canı Leyla sına kavuştu
Kara gözlü dostun gül tarlasında
Çok güzel ölümsüz anlar oluştu.
22.02.2003.
179-BİLİYORDUM
Biliyordum gülüm inanıyordum
Bir gün bana gel gel diyeceğini
Biliyordum seni ve tanıyordum
Bekliyordum beni seveceğini 23.02.2003.
Bu günden yarını görmeyen kafa
Yarın çok dosyayı kaldırır rafa
26.02.2003.
Dünya bizimdir diyoruz
Geldik hızla gidiyoruz
Aynada görüntü her şey
Aldanıyor,bilmiyoruz.
05.03.2003.
Çakalın işi ne kurt sofrasında
Yalı durur iken sefer tasında.
07.03.2003.
Görüşmemiz için hiçbir neden yok
Artık bu ilişki sürmez desende
Kırıldım gücendim bu sözüne çok
Aradaki farkı fark etmesen de.
20.03.2003.
Bu dünya
Bu alem
İşte insan
Vuranda vurulanda
İkisi de can
Yetmiyor mu size
Dar mı geliyor bu han
Onur mu veriyor
Gurur mu veriyor
Akıp duran kan
Yanıyor yürekler
Yanıyor şehirler
Yanıyor hayvan ve bitki
Yanıyor bir ozan
Durmalı bu savaş
Durmalı bu kan
Bitmeli bu savaş
Bitmeli bu kan
Yeter ve artar bize
Bu köhnemiş han.
30.3.2003.
Sana hiç kötü söz söyleyemem
Şu güneş senin kardeşin olsun
Karartma yeter sen gül yüzünü
Alemde bütün yıldızlar sönsün.
01.04.2003.
Yüzüne gülerler olurlar yakın
İçten pazarlıklar pek olmaz tekin
Onların işi bu sendedir çekim
Tomurcuk gülünü kargadan sakın
Aman ha sevdiğim kendini sakın.
26.04.2003.
Eğer aşkım ateş olabilseydi
Sana ulaştığım teller erirdi
Kalbimden elime akım olsaydı
Dokunduğum yeri çarpıverirdi.
30.04.2003.
Gülüm öyle güzelsin ki
İçin güzel dışın güzel
Bazen küser bazen güler
Hem baharın kışın güzel
Dudakların gonca gonca
Hem gözlerin kaşın güzel
Sohbetine doyum olmaz
Eleştirin taşın güzel
Ağlamanı istemem ya
İnci inci yaşın güzel
Ocağında nice hamı
Pişirirsin aşın güzel
Yanlış yer bulmaz dünyanda
Yoldaşın ve eşin güzel
Gülüm öyle güzelsin ki
İçin güzel dışın güzel
Şiirlerde ilham sensin
Bir romansın başın güzel.
30.04.2003.
189-ŞAŞARSIN GÜLÜM
Düşünür müsün sen bu soruları
Kimle ve nereye koşarsın gülüm
Riyamı gerçek mi kimisi hayal
Hangi alemlerde yaşarsın gülüm.
Sineklere kızıp haklamaz mısın
Yüreğini aşkla paklamaz mısın
Lazım olur deyip saklamaz mısın
Cömert Nil gibisin taşar sın gülüm.
Doğanın kanunu her şey yorulur
Bu gün gülen sana yarın darılır
Hayatı döndüren çarklar kırılır
Gün gelir bendini aşarsın gülüm.
Çiçekler solar ve ardından açar
Solduğunda her şey yanından kaçar
Geçmesi gereken çok şeyler geçer
Bu Ozan kalır da şaşarsın gülüm.
01.05.2003.
Geceler karındaşım
Yalnızlıklar yoldaşım
Tek bağım şu dünyada
Sen umudum ve aşım
Ne olur kırma sakın
Gönül Kabe den yakın
Aç gözünü bir bakın
Senin yolunda başım
Ver elini elime
Sussun cümle kelime
Gözlerimden dilime
Akmasın bitsin yaşım.
05.05.2003.
Ahhh ahhh
Ne anlamlar taşır bilir misin bu ahlar
Sırattan şimşekçe geçiren sevaplar
Heybeler dolusu günahlar
Ara ara derinden derinden
Çıkan ahlar
Nerelere götürür bilir misin bu ahlar
Alev alev yanar dudakları yarin
Yakar köze çevirir değdiği yerleri
Çeker kurutur suyunu bedenin
Bir ahla beraber gidenin
Posta pulu olur yare,ulaşılana
Ahhh ahhhhh.
9.5.2003.
Tipi tipi karın yağdığı o gün
Isısı gönülde hala sanki dün
Ama aylar geçti mevsim değişti
Çok özledim canım gel bana bugün
12.05.2003.
Gördükleri kadar inanan gibi
İnandığı kadar görenler vardır
Bazı insan işte umman olurda
Bazısı ise bir adımdan dardır.
13.05.2003.
194-TERAPİ
Sesini duymak can günde beş Dakka
Yaralı gönlüme ilaç oluyor
Tükenmek üzere olan bir kalbe
Yaşama sevinci tekrar doluyor.
15.05.2003.
Hayat bazen böyle olur fırtına
Tonlarca ağırlık biner sırtına
Bu adımlar seni ona götürür
İleri yürü dost bakma ardına.
16.05.2003.
Her şeyde bir şeyi görmekten ise
Bir şeyde her şeyi görmek ne güzel
Ulaşılanlara varmak sıradan
Ulaşılmayana koşturmak özel.
17.05.2003.
197-ANLATAMADIM DİNLETEMEDİM
Seviyorum dedim anlatamadım
Gel gidelim dedim dinletemedim
Bilmem ki dostlarım daha ne kaldı
Bittim de bu aşkı sonlatamadım.
18.05.2003.
Şu mehtap altında sahil boyunda
Salına salına yürüyen kızlar
Havva dan beridir süren oyunda
Göz kırpıyor size gökte yıldızlar.
18.05.2003.
Ağlayın cümle insan ve bitki
Ağlayın gülünecek şu halimize
Ağlayın yaşınız nehir olsunda
Silsin ve süpürsün kara talihi
18.05.2003.
Bir yara ne etsem tutmuyor yama
Şu sensizlik beni itiyor gama
İçim dışım ile barışık ama
Duygularım yine karışık bugün.
18.05.2003.
Devleti soyup ta çalıp çırpanın
Elide kırılsın kolu kırılsın
Zamanıdır şimdi vurma tırpanın
Mizan kurulsun da hesap sorulsun.
18.05.2003.
Ya ben anlamadım veyahut da sen
Edemedin bana bir türlü izah
Masaldan romandan dramdan geçti
Bizim şu halimiz büyük bir mizah.
18.05.2003.
Sana seni sevdiğimi
Söyleyeli sene oldu
Unuttum hep acıları
Hoş ettiğin anlar kaldı.
İlaç oldun yaralara
Işık oldun karalara
Sen geleli buralara
Doğum günün kutlu olsun
Kavuşasın muradına
Güzelliklerin adına
Eresin yaşam tadına
Hayatın hep mutlu olsun
Doğum günün kutlu olsun.
25.05.2003.
Düşülen duruma gülüyorsunuz
Kendi halinize kendiniz bile
Fikri çarmıha gerdiler burada
Neredesin Üstad koş yetiş hele.
30.05.2003.
On binlerce insan binlerce olay
Bu zamana kadar kapımı çalan
Daha iğrencini keşfedemedim
Çıkara dayalı dostluklar yalan.
02.06.2003.
206-MAĞRYA HAPSOLAN HAYALLER
Venüsten su taşırdık merihten çiçek
Türkümüze yıldızlar oynardı köçek
Eşlerden birisi çıkınca kaçak
Mağraya hapsoldu hayallerimiz.
09.06.2003.
Yüzünü görünce gözlerim dalar
Ayağım dolanır ve kalbim titrer
Beynimde tehlike alarmı çalar
Gitsem de ne çare kalsam bin türlü.
Kahır ettim bil ki gittiğin güne
Yarını düşlerken takıldık düne
Yüzsüzlük edipte tekrardan yine
Açılmaz kapını çalsam bin türlü.
12.06.2003.
208-KUBUR FARESİ
Kendini kurt gören kubur faresi
Kavala üflerde sürüsü dinler
Telef olur sonra olmaz çaresi
Kulak kuyruk kopup gidince anlar.
16.06.2003.
Nuran hasta dostlar çok hasta
Yakar yüreğimi acısı
Bul bir çare Ali usta
O Ozan Kadirin bacısı.
18.06.2003.
Seni bekliyorken sahil boyunda
Yanıma kaç kere uğradı şeytan
Kovdum,benim işim olmaz oyunda
Sevdasına mahküm iken can.
24.06.2003.
Anladın mı gülüm sana muhtacım
Aşkım umudum ve sevincim acım
İşte benim budur gözümde yerin
Kalbimin sahibi ve de baş tacım.
24.06.2003.
Kalbimde çarpıntı ve yüzümde ter
Saat onda bugün takıldı kaldı
Çalmadı telefon gelmedi haber
Gönlümü derin bir vesvese aldı.
24.06.2003.
213-YABAN GÜLÜ
Gönlün gönlüm gibi sevmezse eğer
Ve yağmur toprağa yağmazsa eğer
Goncana bu dudak değmezse eğer
Aman ha dönersin yaban gülüne
25.06.2003.
Övüleceği överim
Sevileceği severim
Sövüleceğe söverim
Dövüleceği döverim
Çok mu merak ediyorsun
Yerini sen belirle derim.
26.06.2003.
Bir toplumda bunca namussuz varken
Susmayı bir erdem bilmek mi gerek
Ozanlar doğruyu hakkı söylerken
Pişmiş kelle gibi gülmek mi gerek
Yeri geldiğinde kızmayan kişi
Ahmağı gafili yazmayan kişi
Kirli oyunları bozmayan kişi
Gülün diye sizler olmak mı gerek
27.06.2003.
Birkaç gün öncesi kahır verirken
Aşkın doruklara tırmandı bugün
Ne hoş ettin ki tam çöle yürürken
Umutlan yeşerten ormandı bugün
Aşk bulut dur çokça girer kılığa
Rahmet olur bazen düşer oluğa
Bozkır yolcusuna soluk soluğa
Sevda ekinine harmandı bugün.
28.06.2003.
Bu mektup sizlere Kadir Ozan dan
Ne diyormuş bir kez dinleyin hele
Şaklaban ders olmaz ,alın kızandan
Niçin ben böyleyim anlayın hele
Okuttular anam babam devletim
Yararlı bir yurttaş olsun evladım
Benimde en büyük buydu muradım
Amaca hedefe giden ilkeler
İnsanlığı insan eden ilkeler.
Yanlışlar çevremde doğru içimde
Kılıktan kılığa biçim biçimde
Farkımız oluştu ilk,yolu seçimde
Asi olmuşum ki yanlışa baştan
Çatlamaz kırılmaz granit taştan
Ağaya hizmeti kabul etmedim
Devletin elinden bir sürgün yedim
Kızmadım hatalar insanın dedim
Mücadelem sürdü yokluk içinde
Onlarca sahada türlü biçimde
Sonra anladılar kim imiş haklı
Verdiler olaya bugünkü şekli
İçimde o günden çok şeyler saklı
İrademi deyin kader mi deyin
Belki de oyunu bize feleğin
Nehirden geçmiştik geldiğimizde
Size sayın beyim dediğimizde
Ama pek çok kayıp gizliydi bizde
Size yoldaş kardeş olalım dedik
Kayıp güzelleri bulalım dedik
Çaylardan geçmeye korkanlar ile
El eleydik artık sırtladık bile
Taşıdım yol verdim ama nafile
Ne kimse gördü nede anladı beni
Bir avuç dost sade dinledi beni
Bir lokma çıkara köle olanlar
Aradıklarını bunda bulanlar
Kurt kanunlarını tersinden anlar
Değişsin istedim bu kalleş düzen
Ben ilan edildim birliği bozan
Adalet duygusu talan olmuşsa
Yerini değişken hisler almışsa
Koşmak isteyenler geri kalmışsa
Şimdi birazda gelelim size
İşte manzaranız ,serelim size
En önemlisi ki yanlış pusula
Oyalar hep sizi çeker fasıla
Ayak diretip de yeni nesile
Kıymet vermediniz,pas vermediniz
Bizim bildiğimiz bildik dediniz.
Bu dar elbiseye sığmadık diye
Anlamayıp beni zorladız niye
Bir şanlı davada bir yalnız üye
Olmamdan ne yazık sevinç duydunuz
Bu durum yanında tavır koydunuz
Yanlışı gösterdik niye kızdınız
Doğruyu gösterdik beter azdınız
Çözüm üretmeyip gezip tozdunuz
Saltanat hoş olur teba hoş ise
Ünvanlar geçici içi boş ise
Yalana riyaya pirim verdiniz
İmkanları hep bu yola serdiniz
Günü kurtarmaktı sizin derdiniz
Gün kurtuldu belki yarın belirsiz
Biz sizlerden ayrı sizlerde bizsiz.
Sözlerde yazdınız buharlı cama
Yapmaya yürekler yetmedi ama
Gedikler delikler tutmadı yama
Çileler çoğaldı çile üstüne
Acılar katlandı kastı kastına.
Kendim için değil bu yaptıklarım
Anlatamamaktı utancım arım
Borcumu ödedim topluma karım
Rab dan başkasına yoktur minnetim
Birde milletime ve de devletim.
Çok acı çok çile çektim uğrunda
Sevgisi hep diri kaldı bağrımda
Bir dileğim saklı bu son çağrımda
Al beyaz bayrağı üstüme örtün
Yanınızda isem üstüme örtün.
Suçluydum
Yaptıklarımızı anlatamadık
Suçluydum
Bu sözlerimizi dinletemedik
Suçluydum
Kendi kendimize çırpındık durduk
Suçluydum
Yanlış bu gidişi sonlatamadık.
Mükemmel idiniz hata yok sizde
Doksandokuzbuçuk oranla yüzde
Suçların belki de hepisi bizde
Ölçün biçin hele bir hesaplayın
SUÇLUYSAM BAĞRIMA HANÇER SAPLAYIN
01.07.2003.
218-HARAM OLSUN
Güzel seni benden başka
Saran eller mücrim olsun
Koklatırsan başkasına
Tomurcuk güllerin solsun
Hayır etme hiç kimseye
Dalların hep diken kalsın
Gözü varsa kimin sende
Gözlerine toprak dolsun
Başka bir yol bulamadım
Tanrım duam kabül olsun.
10.07.2003.
219-RİZELİ
Bir kız gördüm Rizeli
Dünyaların güzeli
Allah yaratmış onu
Cinslerinin özeli
Sallan güzelim sallan
Güzelliğini kullan
Bu günler geri gelmez
Ne para nede pullan
12.07.2003.
Ne söz dinler aşkım nede dur durak
Hissetmiyor musun bahçemiz kurak
Kaç gün oldu canım tuttuğun ırak
Toprak su buluşsun yol ver de gülüm
13.07.2003.
Sen umutsuz gecelerin
Sabahısın aç ne olur
Karartılmış şu dünyama
Işığını saç ne olur
Aylar geçti sene geçti
Zaman geldi uç ne olur
Konarsın ya daldan dala
Birde bana göç ne olur
Sensiz yaşam çok zor bana
Dayanması güç ne olur
Aşkım sana kevser gibi
Zehir değil iç ne olur.
13.07.2003.
Bir lokma ekmeğe nokta çıkara
Dostlar birbirini satan satana
Bütün bu hallere güler fukara
Ortalık toz duman katan katana
Beyler işi bağlamışlar akara
Sabredin bekleyin atan atana
Döner durur yıllar aynı makara
Genci ihtiyarı yutan yutana
Hazinemiz talan dağılır para
Atmacalar önde tutan tutana
Ne ak belli şimdi bak nede kara
Herkes tuttuğunu titen titene.
17.07.2003.
Bir şanlı nesil in şanlı torunu
Düne bakıp kurmak ister yarını
Silmek ister iken gözyaşı döker
Bugünün zilleti utanç arını.
19.07.2003.
Gülüyorsan eğer seninle güler
Ağlıyorsan eğer seninle ağlar
Bu halleri beni kendine bağlar
En vefalı dostlar dereler dağlar.
21.07.2003.
225-SUYUN DANSI
Dere kenarında trans hali bu
Bir söğüt altında göz açık uyku
Tarif edilemez çok güzel duygu
Seninle seyretmek suyun dansını
22.07.2003.
226-AKILLI HAKAN
Düşünür taşınır dirayetlidir
İyi ölçüp biçer akıllı hakan
Azimle sabırla sürer yolunu
Zararla oturur öfkeyle kalkan.
24.07.2003.
Bir gün aktı bir gün kurudu kanım
Bir senede dört kez mutluluk anım
Sazı sözü közü anlarsın canım
Seversin inşallah bedduam olsun
Belki beni o an anlarsın canım.
27.07.2003
Yalvarmaktan sana tüy diken oldu
Bir sene önceki aynı yerdesin
Saçlarıma bir bak beyazlar doldu
Yanımda değilsin gülüm nerdesin.
30.07.2003.
229-YANIYORUM
Mevlam bizi insan diye yaratmış
Sevsin diye birde gönül donatmış
Gün gelmiş ki zalim onu kanatmış
Yüreğim yanıyor yanıyor dostlar
İçin için gizli kanıyor dostlar.
03.08.2003
230-DÖRT AĞUSTOS 2002
Bu gün dört ağustos
Bir sene öncesi bir mutlu gün
Bir mutlu gece
Yorgun yılların sonu
Tozlu yolların sonu
Hasretin sonu
Vuslat gecesi.
Bu gün bekledim gün boyu
Bekledim gece boyu
Hatırlarsın
Anarız diye
Ve boş çıktı umudum
Kırık üzgün birazda dargın
Yürüdüm yanından sessizce
Zor attım kendimi yalnızlığa
Ağladım yine için için ilgisizliğe
Ağustos sıcağında yanarken herkes
Dondum kaldım ilgisizliğine
Buz kestim gülüm buz, buz
04.08.2003.
( 4 Ağustos 2002 UNUTULMAYACAKSIN )
Beni onsuz onu bensiz eyleyen dünya
Söyle şimdi bu iş adil oldu mu
Gönlüm onda aklım onda o sende
Candan gayri alacağın kaldı mı
07.08.2003.
Öğrendim be gülüm iki ay oldu
Niçin tuttuğunu bu kadar ırak
Bilmiyor sandığın bildiklerimi
Bir sonlada artık oyunu bırak.
10.08.2003.
233-KADER
Kırılır kiminin başında yolun
Döner kiminin sonuna kadar çark
Kimisine sular çağlayan olur
Kimine su vermez kurur gider ark
Beş parmak değişik yaratılmış ya
Kader dediğimiz belki budur fark.
12.08.2003.
234-TUFANLA YANDIK
Tepelerde gezerken
Tufana yakalandık
Yürüdük bağrı açık
Bir kere daha kandık
Meydana koyduk seri
Dost bizi korur sandık
Canan terk etti canı
Yandık dostlarım yandık
12.08.2003
235-SÖYLEYECEĞİN VAR MI GÜZELİM
Sev artık çağır ya itele beni
Sorulara cevap gelmedi hani
Sıratın üstünde dinlerim seni
Bir söyleyeceğin var mı güzelim
Yoruldum ya düşüp ya geçeceğim
Susmanın anlamı har mı güzelim
Bir söyleyeceğin var mı güzelim.
10.08.2003
236-CAN VEREN MASAJ
Şu dünyanın gamı kederi bitmez
Sert lastik misali bizi geriyor
Elini uzatıp o can masajla
Bir öpüşün bile hayat veriyor
15.08.2003
237-BU SEVDA KALAMAZ GİZLİ
Doldu da aşkından taştı bu gönlüm
Gülüm sevdan artık kalamaz gizli
Yağmuru önlemek ne kadar mümkün
Güneş ışınları olamaz gizli
Kadir Ozan bülbül ona lazım gül
Ne olursa olsun yalnız tek gönül
Savrulur aleme olur gider kül
Fildişi kuleyi bulamaz gizli
22.08.2003
238-ENGELLER
Yar senin elinden aşk sefasını
Sürmek istedim de söz engel oldu
İrem bağlarından gül bahçesine
Girmek istedim de güz engel oldu.
Üzüldüm çoğu kez güldüm arada
Pek çok kez vuruldum düştüm darada
Korudum aşkımı on yıl serada
Dermek istedim de buz engel oldu
Geçmişi yok sayıp önüme bakıp
Ciltlere dolacak sayfalar yakıp
Şu kara talihin boynunu sıkıp
Sormak istedim de öz engel oldu.
Bu sitemler bilmem dağa güle mi
Gönül köşküne mi yoksa dile mi
Yılların en ulvi dostum kalemi
Kırmak istedim de saz engel oldu.
05.10.2003
239-DOST SESİ DİNLE
Yapma be hey gönül dost sesi dinle
Faydası yok sana bu ruh halinin
Koşmana devam et sen doğru yolda
Sayıları bitmez Mehmet .alinin.
05.10.2003
240-VİRANELER
Her gelen sözü dost belleme sakın
Hoş görünür bazı teraneler var
Yarenlik yoldaşlık herkesle olmaz
Kalıbın içinde viraneler var.
07.10.2003
241-YİNE AYRILIK
Sana bir doyunca sarılamadım
Ayrılık gözüktü yine ufukta
Görür müyüm bilmem tükeniyor can
Güneşte yağmurda gizli şafakta.
22.10.2003
242-GÖZYAŞIM VE YAĞMUR
Gözyaşımı kimse görmesin diye
Yağmurun altında yürüdüm bugün
Mahzun olur gülüm yermesin diye
Ateş aldı içim eridim bugün.
28.10.2003
243-OZAN VE YOLU
Yol dikenli yol belirsiz yol uzun
Dayanacak hali kalmadı özün
Haberi yok bundan şu Banu kızın
İnşallah doğruyu tezden bulursun.
Bu gönül aralık sonunu bekler
Tekrardan kavuşmak bütün emekler
Ama dört bir yanı sarmış sinekler
Sorma hiç halimi mahzun olursun.
Kadir Ozan budur karanlık çağın
Yıkılma acılar olsa da yığın
Onun varlığıdır senin varlığın
Değerini bilen dosta kalırsın.
3.11.2003
244-ASLAN VE ÇAKAL
Çakallar cümbüşte götürür malı
Uyuyor görünen aslanlar susar
Sefiller tınmayıp kırınca dalı
Uyuyan sessizler ölümü kusar.
5.11.2003
245-GEÇİN EY SAATLER VE GÜNLER
Durun diyordum ya
Geçin ey saatler çabucak geçin
Geçin ey günler çabucak geçin
Ölümüne seven bir aşık için
Özlemle yarini bekleyen için
Bırakın beni dertlerim kaçın
Çileler acılar bırakın kaçın
Bir buluşmam var yılın sonunda
O güne yıkılmadan ulaşmak için
5.11.2003
246-AYRILIK İYİ GELMEMİŞ
İçinde var olan duygularını
Gizlesen de canım Tanrım görüyor
Bu ayrılık sana iyi gelmemiş
Bak gözlerin seni ele veriyor
Talih mi diyeyim kader mi bilmem
Dünyanı zorunlu ikiye bölmen
Çözemedim seni nasılmış gülmen
Gönül yana döne çare arıyor.
Hiç unutmamaya sözümüz vardı
Ayrılık mekanı bir tek mezardı
Ufkumuzu yine bulutlar sardı
İşte beni bu hal yere seriyor.
11.11.2003
247-ON BEŞ KASIM
Aylardan kasımdır
Günlerden on beş
Geçmiyor ki zaman
Şu süreç bir leş
Kaldıramıyorum
Bedenim kalleş
Sarılalım gülüm
Bu çile bitsin
Çok çileler çektik
Ayrılık yetsin.
15.11.2003
248-SABAHA DÖNÜN GECELER
Ayrılık günlerinde
Uykusuz geldi geçti geceler
Kurudu kanım ve özüm
Yazılmaz oldu artık heceler
Ve cevaplar belirsiz
Türlü zor bilmeceler
Kazandırın bu sınavı
Sabaha dönün geceler.
17.03.2003
249-DUAM
İçinde saklıdır bilmiyorum ya
Kararın ne ise hayırlı olsun
Ramazan gününde her gün duam bu
Bütün güzellikler kalbine dolsun.
19.11.2003
250-LABİRENTLER ARKASINDAN
Tepelerden baktın bana
Şu dünyama bir girmedin
Labirentler arkasında
Neler saklı sen görmedin
22.11.2003
251-GÖNÜL MURADINA ERMİYOR İSE
Ey dostum saltanat beş para etmez
Gönül muradına ermiyor ise
Yar demenin bilmem ne anlamı var
Sarılıp balını vermiyor ise
Taşlar yuvarlanır yerini bulur
Geride yolundan izleri kalır
Uğraşmak yalvarmak beyhude olur
Arzulandığını görmüyor ise.
24.11.2003
252-CAN MİSAFİR GİBİ
Yoldun kanadımı kırdın kolumu
Kuruttun bedenim kestin dalımı
Merak ediyorsan şimdi halimi
Can evinde şu can misafir gibi.
24.11.2003
253-BANUM İÇİN
Banu zirvelerde biten gülsün
Açmalısın her mevsimde
Nazın cilven bize kalsın
Uçmalısın her mevsimde
Mutluluğu yudum yudum
İçmelisin her mevsimde
Çağlayandan kana kana
İçmelisin her mevsimde
Nice bayramlara hep benimle.
25.11.2003
254-UMUDUMUZ KALDI YARINA
Umudumuz yine kaldı yarına
Kimler öle kimler gide kim kala
Yandık bittik bir güzelin narına
Bir ayıdan kaçamadık bin bela.
Oyalan ey ozan şu alem beşik
Murada ermezmiş çok seven aşık
Bize hayat veren zayıf bir ışık
Uzak dada olsa yine var hala
29.11.2003
255-TALİHİN
Yaratan seni çok özel yaratmış
Kaşını gözünü ayrı donatmış
Talih mi yazgımı pek yazık olmuş
Aşkı bilmeyenin önüne atmış
29.11.2003
256-AYIN SONUNDA
Garip bir sessizlik hem de bir yandan
Sarsıntılar artmış Orhun dağında
Bir bilge kişi haber veriyor
Volkanlar patlayabilir ayın sonunda.
02.12.2003
257-MEVLAYA DOĞRU
Ey canımın içi gözümün nuru
Doğrusun eyvallah yolların eğri
Bu sözlerim sana çok özel çağrı
Gel gidelim artık Mevlaya doğru.
03.12.2003
258-KONMALI ADI
Bir gül bahçesinden diken hasadı
Ağlatırda sonra sorar ya cadı
Ne biçim bir işbu anlayamadım
Uzatılmadan çok konmalı adı.
04.12.2003
259-FİDANLAR BÜYÜDÜĞÜNDE
Belki bir gün beni anlayacak
Ve döneceksin
Ama belki de ben
Eski ben olmayacağım
Sözümde duracak
Hep seni bekleyeceğim
Ama belki de ben
Eski ben olmayacağım
Belki de kuruntum bu
Dönmeyeceksin,dönemeyeceksin
Beni tam unutup
Terk edeceksin
Yüreğini uyutup
Şu gönlümü avutup
Aklına uyup
Onunla gideceksin
Kim bilir
Belki de diktiğimiz fidanlar
Yetişip büyüdüğünde
Aklına düşüp beni aradığında
Gölgesinde yatar bulacaksın
Sessiz ama dingin
Sorularına cevap veremez halde
O gün bir gül fidesi
Dikersen kabrime
Kavuşmuş sayacağım kendimi gülüme
Sarılmış okşamış sayacağım
Kendimi gülüme
Ve ağlayacak ağlayacağım
Sonsuza kadar.
Unutma emi.
05.12.2003
260-EY BENİM HÜLYAM
Ey benim hülyam
Yaz ortasında kış
Kış ortasında yazsın
Çölde bir serap gibi
Sen ne ulaşılmazsın
31.12.2003
261-BOŞLUK DOLMUYOR
Yukarıdan aldık alta indikte
Çok şeyler denedim boşluk dolmuyor
Şartlardan dolayı sözler verdikte
Ayrılığa gönül razı olmuyor. 31.12.2003
262-BİLMEZLER
Bilmezlerde benim çektiklerimi
İnsanlar susmamı rızamdan sanır
Şaklaban yargısı vız gelir ama
Korkum o,dostlarım çok yanlış tanır.
01.01.2004
263-GEL BANU CAN GEL
Çıkıp gittin hayatımdan
Canımın özü nerdesin
Gittiğin yer çok mu uzak
Dönülmeyen yerde misin
Gel Banu can gel
Gel yağmur ol gel
Gel rüzgar ol gel
Bulutlar yoldaşın olsun
Allahım seni korusun
Yolun açık aydın olsun
Turnalara tutun da gel.
Şimdi hangi yaban elde
Belki dağdan esen yelde
Allah aşkına dön gel de
Şu gönlüme bayram olsun.
Gel Banu can gel
Gel yağmur ol gel
Gel rüzgar ol gel
Bulutlar yoldaşın olsun
Allahım seni korusun
Yolun açık aydın olsun
Turnalara tutun da gel.
08.01.2004
264-MİNİK KUŞUM
Minik kuşum büyür uçar giderse
Bir başka diyarda yuva seçerse
Nefretim sevgimden öte geçerse
O gün yaşamanın hiç anlamı yok.
28.01.2004
265-PÖRSÜMÜŞ AYI
Bir karar veremez pörsümüş ayı
Hesabı göremez yapamaz payı
Kaçırır elinden körpecik tayı
Ve içer üstüne buz gibi suyu.
28.01.2004
266-HAYAT OKULU
Hayat bir okuldur dostum
Oku oku sonu gelmez
Herkes tahsil görür orda
Fakat gördüğünü bilmez
Bazen bildiğini görmez.
28.01.2004
267-UMUT
Umudun yokluğa döndüğü yerde
Cennet bahçeleri cehennem olur
Ümitle yaşayan düşse de derde
Kenardan bucaktan çıkar yol bulur.
28.01.2004
268-PARA EDER Mİ
Canım dediklerim,canımı aldı
Hayatım dediğim,ömrümü çaldı
Geriye kupkuru bir beden kaldı
Ağlamak sızlanmak, para eder mi.
02.02.2004
269-İNCİNDİM
Olmaman gereken yerdesin yine
Ne deyim bilmem ki ben buna gülüm
Bana hala duvar,perdesin yine
Çok fena incindim,çok fena gülüm.
03.02.2004
270-KARA HABER
Bu akşam güzelim verdiğin haber
Çözdü dizlerimin bağını
Devirdi muradımın dağını
Kuruttu gönül bağını
Bozdu sistemin ağını
Aktı gözümden yaşlar
Terse gitti bütün işler
Bir hap içtim dedim boş ver
Her şey olacağına varır.
10.02.2004
271-İÇİNDEKİ YABANCI
Sakınırdım seni gözümden bile
Taşırsın içinde yabancı bir ur
Bunca derde birde en son bu çile
Geleceğe nasıl güzel hülya kur.
11.02.2004
272-SEVDAN TÜKENMEZ
Gün gelir
Seni şiir yapan kalem tükenir
Göklere çıkartan kelam tükenir
Kırgınlıklar çıkar selam tükenir
Ama unutma ki sevdan tükenmez
Ama bir tek gülüm sevdan tükenmez.
16.02.2004
273-ZOR CEVAPLAR
Türlü türlü dertler gelir üstüne
Anlaşılmaz şu feleğin kastı ne
Birde yarin imtihanı, testi ne
Hesapları sormasına sor gönül
Cevapları zor oluyor,zor gönül.
Gizli kalmış bir ozanın hülyası
Tükenmedi kahrolası,şu yası
Dönmüyorsa döngümüzün bilyesi
Hesapları sormasına sor gönül
Cevapları zor oluyor,zor gönül.
01.03.2004
274-TOZUTMUŞUM BEN
Düşe kalka koşan,divane şaşkın
Yolunda güzelim,tozutmuşum ben
Öyle büyülemiş şu senin aşkın
Özlemin çıldırtmış,azıtmışım ben.
02.03.2004
275-DERE
Akar durur dere
Kimi azgın kimi durgun
Yorgun aheste
Kiminde çığlıklar yazgıya
Kiminde sevilene beste
Konuşur anlayana
Anlatır kendi dilince
Okşar giderken yosunları
Yaşar asırları yılları günleri
Yaşatır içinde binleri
Önüne setler çekilir
Arklar açılır bağrında
Durdurulmak istenir
Menzile hedefe gidiştir karar
Uğraşır didinir akar yol arar
Köpürür ter döker
Aşmak için engelleri
Bitmez milyar kere milyar seferi
Akar yine akar dere
Varır varacağı yere.
17.03.2004
276-SEVİN VE SEVİLİN
Mademki insanız zulümler niye
Sebepli sebepsiz ölümler niye
Bu sizden bu bizden bölümler niye
Sevin ve sevilin ömür çok kısa.
25.03.2004
277-ANLAŞILMASIN DİYE
Başım önüne düşmüş çoğu kez
Dalgın dalgın yürürken görürsün beni
Sıkıntım aşikar olmasın diye
Petek,nez dinlerken görürsün beni.
29.03.2004
278-YÜREK YANIKTIR
Kınamayın dostlar yürek yanıktır
Bu can bir gül bahçesinde konuktur
Ağlamaktan gözün feri sönüktür
Gel ey gülüm yeter artık gel bana.
31.03.2004
279-BU GECE
Ortada bir ben yem,çevremde kare
Bunaldım daraldım oldum biçare
Kızdım kaderime küstüm o yare
Hafızamdan neler geçti bu gece.
Zorladık dar geldi bize elbise
Söz geçmedi yine kalleş nefise
İdeal mideal her ne var ise
Okudum üfledim uçtu bu gece.
13.04.2004
280-SELAM OLSUN O GÜN SANA
Kara gitmez hep bu yazı
Döner elbet bazı bazı
Sen küstürme yeter sazı
Selam olsun o gün sana.
Mevsimler aylar dolanır
Bir gün gökyüzü bulanır
Bağlar bahçemiz sulanır
Selam olsun o gün sana.
Yıkılmayan değimliydin
Gün gibi olsun ümidin
Yarınlarda can simidin
Selam olsun o gün sana.
19.04.2004
281-TÜKENDİ
Bu kadere ne diyeyim
Söz kalmadı bende gayri
Düştüm yine yardan ayrı
Öz kalmadı bende gayri.
Ne olacak ne bileyim
Yüz kalmadı bende gayri
Gülü bülbülünden ayrı
Hız kalmadı bende gayri.
22.04.2004
282-BEŞ MAYIS
Cıvıl cıvıl kuş sesleri
Sanki düğün şenlik yeri
Kelebekler dans ediyor
Mayısın beşinden beri.
12.05.2004
283-KUŞLARDAN DERS
Sen öğrettin gülüm sevmeyi bana
Korkma ve sevdamı coşkunca yaşa
Aklı mantığı ittim bir yana
Bakarken özgürce sevişen kuşa.
12.05.2004
284-BEKLEMEYE DEĞİYOR
Gülünce,şu bahar sende doğuyor
Küstün mü havalar çabuk soğuyor
Üzgünüm,bekleme dedin ya bugün
On yıl beklemeye bile değiyor.
12.05.2004
285-BEKLEYENİN VAR
İçimde özlemin şu an çok koyu
Görüşmekten yana kullandım oyu
Bu bahar gününde bütün gün boyu
Üç fidan yanında bekleyenin var.
12.05.2004
286-RESİMLER
Kaşında gözünde ilahi sanat
Canıma taze can katan resimler
Ağladıkça gülen hep bana inat
Gamımı derdimi yutan resimler
Gülümle aramda köprü olurlar
Sırlarıma şahit yoldaş resimler
Öperim sinemde şefkat bulurlar
Anlarlar hep beni haldaş resimler.
14.05.2004
287-GÜLÜM YETER
Köşkler öte kalsın dostlar
Gülüm bana gelsin yeter
Zevkler çile olsun dostlar
Bir gülücük versin yeter.
Düzenimiz kurulmasın
Mücadele sürülmesin
Hak edilen verilmesin
Yanımda hep gülsün yeter.
Onsuz vatan bana Kenya
Çoğusuna verir can ya
Yırtılsın kağıttan dünya
Bir ben bir o kalsın yeter.
15.05.2004
288-PAPATYA FALIMIZ
Papatya falımız seviyor çıktı
Gülüm bir kez niye söyleyemedin
Cevapsız her çağrı hayaller yıktı
Niye seviyorum sen diyemedin.
16.05.2004
289-SEVGİNE DOYAMADIM
Değiştim kendimi verdim sevgiye
Sevgi özürlüye çıktı ya adım
O şu bunlar bilmem ne diye diye
Seni sevmeye ben,bir doyamadım.
19.05.2004
290-KALK EY TEMBEL ADAM
Sem miskin uyuşuk ey tembel adam
Esniyorsun sık sık gözünde çapak
Kalk ayağa silkelen ve kendine gel
Önünde bir yol yüzlerce sapak.
Yılma yıkılma ve asla yorulma
Sana aşk verir o,geçmişine bak
Hep umut önünde meşalen olsun
Karalar ak olur ister ise Hak
22.05.2004
291-DERDİN BENİM ACIM
Bir bilsen aklımdan neler geçiyor
Yüreğim acıyor uykum kaçıyor
Günler aylar böyle boş boş uçuyor
Güzelim derdini çözemeyeli.
01.06.2004
292-HER YIKILIŞ BİR DERS
Her yıkılış bana bir şey öğretir
Yürürüm sabırla gül kozasına
Bilmezler ki bana buda nimettir
Gülenler halime, yakanlar kına.
07.06.2004
293-BESTEDİR SEVDAN
Kah yıkar yerlere şu senin sevdan
Kah diriltir beni şaha kaldırır
Bazen beste olur sazın telinde
Bazen besteleri bozuk çaldırır.
07.06.2004
294-KADER
Kader
Önüne geçilmez yazgı
Kader
Önceden yazılmış yazgı
Bir okun acısını
Günlerce önceden sezgi
Umutlar çöktüğünde
Ruhları boğan ezgi
Kader
Önden yürüyen gölge
Kişi genine gizli
Parmak izine özgü
Kader
Kimi zaman hep hasret
Kimi zaman vuslata
Olur kulelerden set
Kader
Milyarlarca sayıda
Ufka giden hatların
Çizginin kırılması
Kader
Yıllar yılı şaşmadan
Yumurtanın bilinçle
Gününde yarılması
Kader
Tohum olmuş tanenin
Bir rahmet damlasında
Ölünün dirilmesi
Kader
Şaşmadan şaşırmadan
Zaman makarasına
Bobinin sarılması
Kader
Aşkın ferasetiyle
İğnenin deliğinden
Dağların görülmesi
Kader
Azrail kucağında
Sürünmekle eş boyut
Saltanat sürülmesi
Kader
Nice nice koçların
Kalleşlerin elinden
Yiğidin dürülmesi
Kader
Örümcek usta gibi
Kıldan ince örgüyle
Fezanın örülmesi
Kader
Önüne geçilmez yazgı
Kader
Önceden yazılmış yazgı
Kader
Mutluluk yitik onda
Kader
Kederler bitik onda
Kader
Utandırılmamalımı
Utanmalımı
Sorular cevapsız
Gizemli muammalı.
19-22/.06.2004
295-AĞLAMA GÜNLERİ
Ağlama günleri bu günler yine
İçim geçiyor can seni beklerken
Kor ateş düşüyor gönül köşküne
Misafirim geldi bu akşam derken.
30.06.2004-
296-CANI ÇIKASI GÖNÜL
Çöl sıcağı ile kavrulmuş
İşe yaramaz hale gelmiş
Köşeye kenara savrulmuş
Cananın elinden vurulmuş
Canı çıkası gönül.
02.07.2004.
297-BİR SEN DÖNEMEDİN
Galaksi dönüyor dünya dönüyor
Atomlar dönüyor mevsim dönüyor
Güneş bir doğuyor sonra sönüyor
Herkes döndüğüyle mutlu gülüyor
Bir sen dönemedin be deli gönül.
02.07.2004.
298-ÜÇ FİDAN ALTI
Gidenler dönmezmiş derler ya geri
Belki de gülümün bu son seferi
Olur ya bin türlü hallerden bir hal
Üç fidan altıdır buluşma yeri.
12.07.2004.
299-KALLEŞ MASKELER
Can içinde bir can canından gizli
Ruh ayrı dolaşır kanından gizli
On yaren içinde onundan gizli
Yapmacık sahtekar haller defolun
Sökülün yok olun kalleş maskeler.
12.07.2004.
300-ÖYLEDİR DOSTUM
Sarınca ateş bacayı
Şaşırtır hacı hocayı
Dinlemez karı kocayı
Öyledir dostum öyledir.
Günleri yaşarsın sayı
Gerilir kırarsın yayı
Gezerse tarlanda ayı
Söyletir dostum söyletir.
Tepeyi sanırsın kuyu
Okyanus görürsün suyu
İkizlerden ise huyu
Ağlatır dostum ağlatır.
16.07.2004.
301-NE ETTİN
Bana acımadan gittin
Aşkımı tersledin ittin
Nasıl ettin niye ettin
Uğraşlarım hep zay oldu.
Nispet gibi bir yol tuttun
İki yıldır aynı yaptın
Yedin sözleri hep yuttun
Ermeyeli üç ay oldu.
17.07.2004.
302-KAVURDU HASRETİN
Tavada kavrulan susuz aş gibi
Kavurdu ya beni öyle hasretin
Bedenim kurudu oldu taş gibi
Sensiz şu yaşama arttı nefretim.
19.07.2004.
303-BUNU NEDEN EDİYORSUN
Bir öpüşün can veriyor
Bunu sende biliyorsun
Sarılınca anlıyorum
Sende beni seviyorsun
Birleşelim dedikçe ben
Sonra çekip gidiyorsun
Dünya fani her şey bomboş
Bunu neden ediyorsun.
20.07.2004.
304-KARA GECE 24 AĞUSTOS
Yirmi dört ağustos o kara gece
Yürek ortasına bir bomba düştü
Direnmek istedi beden nafile
Canan terk eyledi iş işten geçti.
Karardı gözlerim karardı dünyam
Bu kez kader bizi çok fena biçti
Elveda ey can hoşça kal canan
Ruhumuz bir başka boyuta uçtu.
Yirmi dört ağustos o kara gece
Gönül ortasına bir bomba düştü
Direndi de beden parçalanmaya
Ne yazık ki canan evinden kaçtı.
26.08.2004.
305-RESMİNE BAKAR AĞLARIM
Gülüm telefonda soluk resmine
Gece gündüz bakar bakar ağlarım
Hırslanırım anlatamam kimseye
Sigaramı yakar yakar ağlarım.
09.09.2004.
306-AL SENİN OLSUN
Dostluklar boş imiş vefa hikaye
İstediklerini yapmakmış gaye
Böyle davranarak almaksa paye
Değer verdiklerin al senin olsun.
11.09.2004.
307-MUTLU MUSUN BÖYLE
Yazımı karanlık kışa çevirdin
Hızımı bebeye başa çevirdin
Tuzumu tadılmaz aşa çevirdin
Mutlu musun böyle söyle can Banu.
Özümü kuruttun taşa çevirdin
Sözümü kanatsız kuşa çevirdin
Yüzümü asıldan boşa çevirdin
Mutlu musun böyle söyle can Banu.
12.09.2004.
308-GİTMEYİN BULUTLAR
Gitmeyin bulutlar karanlık kalsın
Ağlarım Banu ma kimse görmesin
Islanmış gözlerim yağmurdan olsun
Özlediğimi çok oda bilmesin.
12.09.2004.
309-NELER OLDU SANA
Neler oldu sana anlayamadık
On yıllık sevdama etmedin hatır
Gönülde mabedi kırdın ve gittin
Ağladı dostlarım canlı ve yatır.
14.09.2004.
310-TÜRKİYEM
Serhat boyunda yıllar
Yılı bekledim seni
Sevildikçe sevilen
Bir sevdasın Türkiye’m.
Hey Türkiye’m,Türkiye’m
Yolunda bin kez ölem
Hep yolun açık olsun
Sen gül ki bende gülem.
Ana kolları gibi
Sarar okşarsın beni
Hem gönlümüze yarsın
Hem yardasın Türkiye’m.
Aşkın bende çok özel
Canımın özü yanı
Ezan bayrak nerdeyse
Bil ordasın Türkiye’m.
20.09.2004.
311-GÜLÜ NEYLESİN.
Yıkıldı direkler çöktü duvar dam
Sardı kainatı toz bulutu gam
Kaderi ezelde yazarmış Mevlam
Mevla yı bilmeyen gülü neylesin.
Sultanım gönderdi ayrılık ferman
İkiye bölündü bir zavallı can
Ağlaya ağlaya tükendi derman
Dermanı olmayan gülü neylesin.
Sevgi tükenmedi kora döndü köz
Ayrılsa da hala cananıyla öz
Beklemeye verdik ebediyen söz
Sözünde kalmayan gülü neylesin.
21.09.2004.
312-AŞKIM
Sustu cümle kelime
Aşkım dediğin gece
Sansür geldi dilime
Çıktı benden tek hece
Aşkım gerçek tek hece.
08.10.2004.
313-SİLELİM GİTSİN
Aşkım,aşkımıza engel ne varsa
Silelim gitsin bak akşam oluyor
Saçımız siyahtı bembeyaz oldu
Ömür tükeniyor vade doluyor.
23.10.2004-
314-GEMİMİZ
Gemimiz yaklaştı artık limana
Gideceğiz aşkım bu kara ilden
Yolcusu sevgimiz umut ve de aşk
Bir sen bir ben birde kırmızı gülden
23.10.2004.
315-AL YÜREĞİMİ DE GÖTÜR YANINDA
Her akşam ayrılıp aşkım ,giderken
Acı acı bakıp hoşça kal derken
Olmasın başkası ,yalnız kalma sen
Al yüreğimi de götür yanında.
15.11.2004.
316-İÇİMDESİN SAHAMDASIN
Çekik kaşlı gözlerinle
Baldan tatlı sözlerinle
Yüreğimde izlerinle
Eylemimde rüyamdasın
Keremle Aslı misali
Halim benim izbe hali
İçimdesin dolu dolu
İki alem cihandasın
Dirilmeye öleceksin
Bir gün bana geleceksin
Şu yazgıyı sileceksin
Yalvar yakar duamdasın
Bir ozanım hal bilinmez
Görmek istersen görülmez
Surla çevrili girilmez
Tam içimde sahamdasın.
20.11.2004.
317-SOKAKLAR
Aşkım başka yerde ben başka yerde
Yok mudur sizde hiç çare bu derde
Oyunlar tükendi iniyor perde
Sarın beni bari,sarın sokaklar.
Yaşadım üstünde pek çok gizleri
Kimi silik kimi belli izleri
Usandırdım isem çok ca sizleri
Hesabını yarden,sorun sokaklar.
15 12.2004
318-KOPARAN YANSIN
Ayı bilmez değer sıradan sansın
Sen fark etmesen de canıma cansın
Dayanamıyorum şu ayrılığa
Gonca gülümsün sen,koparan yansın.
20.12.2004
319-NEREYE GİTTİ BÜYÜLÜ HECE
Yıldızlar sönüyor bir bir
Sabaha dönüyor gece
Şu belirsiz sis nedir
Nereye gitti büyülü hece.
11.01.2005
320-BANU’NUN EVİ
Evinde dolaşır benle gölgesi
Bozuk bir musluktan akar su sesi
Tarifsiz duygular yaşatır bana
İşten gelip akşam gülümsemesi.
18.02.2005
321-YILLIK MUTLULUK
Bir hafta gülümün evinde kaldım
Birkaç yıl yetecek mutluluk aldım
Ömrümde kimseler vermedi bana
Kara kaderimden zor ile çaldım.
21.02.2005
322-DOĞUM GÜNÜM
Beş mart altmışiki doğmuşum diye
Bu mutluluğumun sebebi niye
Gülümden bana bir saat hediye
Çıkarmam kolumdan bir ömür gider.
08.03.2005
323-NESİN YADA NE DEĞİLSİN
Seviyorum yarim misin
İstiyorum karım mısın
Bilmiyorum gelir misin
Nesin yada ne değilsin.
Yarim desem yar değilsin
Karım desem var değilsin
Başkasının kucağında
Nesin yada ne değilsin.
01.04.2005
324-TUT EY DOST BENİ
O yarin elinden yaralanmışam
Canandan sitem var yaralanmışam
Yüreğim kanıyor tut ey dost beni
Kırklar meclisinden parelenmişem
Sevmek suçum ise it ey dost beni.
Canımdan kesmişim ona vermişim
Bir ömrü uğruna yola sermişim
Dereleri geçip göle ermişim
Rolüm tükendiyse bittiyse işim
İşim bitmiş ise at ey dost beni.
Özelimdin benim dün ve yarında
Değersiz kaldıysam ben nazarında
Bir eski eşya gibi bit pazarında
Değerimi bul ve sat ey dost beni
İşim bitmiş ise at ey dost beni.
02.04.2005
325-ÇAĞIR VE GELEYİM
Mahcubum çok şimdi susma zamanı
Çiçekler konuşsun kendi dilince
Dağıtınca buradan kara dumanı
Çağır ve geleyim için gülünce.
22.04.2005
326-CESUR OL
Ot olursan orak gelir ve biçer
Bir kuş var tanesiz başağı seçer
Kararlı olandan kararsız kaçar
Neler geçti neler bunlarda geçer
Cesur ol güçlü ol yıkılma sakın.
22.04.2005
327-SAVRULUP AYRILMAYALIM
Yıllar geçti de ben durdum bekledim
Sabırda bereket rahmet var dedim
Yazgı bu adınla yazılmış adım
Tam kavuştuk derken ayrılmayalım.
Yaşananlar elbet dokundu cana
Geçsin gitsin gülüm itelim yana
Ben sarılayım ve sen sarıl bana
Rüzgarla toz gibi savrulmayalım.
23.04.2005
328-ACIM
Bahçemize çile acı ekenler
Aramıza kara perde çekenler
Hayallerimizi vurup yıkanlar
Hoşnut olun ve de sevinin şimdi
Kurudu güllerim açtı dikenler
Bütün gün boyunca beklerken onu.
25.04.2005
329-SIKILDIM ÇOK BUGÜN
Bilmiyorum neden kanadı yaram
Gülmek bize yazgı doğuştan haram
Yoldaş oldu bana bir tek sigaram
Tarifsiz canım çok sıkıldı bu gün.
25.04.2005
330-EY KÜL
Ey kül
Bir gün bende toprağa katılıp
Kül olduğumda
Tanıyacak mısın beni
Tütünken yakardım ya seni
Sıkıldığımda oynardım
Tablanın içinde
Sigaramın sonuyla
İlgini kurardım konuyla
Ben seni yakar
Sen zarar verirdin
Dumanınla,ciğerimde erirdin
Ey kül
Kabre doluştuğumuzda
O gün buluştuğumuzda
Ben yaktım ya seni
Gerçi yandım da ya
Yanmamama dua et emi.
26.04.2005
331-ÇATIŞMA
Bir idi yüz oldu sanki ayılar
Şaşırdı bu hale bizim dayılar
Girdi birbirine harfler sayılar
Ayıklamak çok zor bu işi şimdi.
28.04.2005
332-YANIYOR TÜM DÜNYA
Yanıyor tüm dünya yanıyor bugün
Bir ozan geçmişi arıyor bugün
Acı hakikati tanıyor bugün
Evlendi ayıyla evlendi gülüm.
11.05.2005
333-AR GELİYOR EY DOSTUM
O temiz sevdanın böyle bitmesi
Bir çırpıda her şeyi çöpe atması
Elveda demeden çekip gitmesi
Ar geliyor ar geliyor ey dostum.
Bu şarkı gülümün terk ediş sesi
Muammalar kaldı gidişte nesi
Şu yaşananları kabullenmesi
Zor geliyor zor geliyor ey dostum.
Kırk gün belirledim tutarım yası
Beklerim ümitle temmuz ertesi
Şu anda giydiğim sabır hırkası
Dar geliyor dar geliyor ey dostum.
17.05.2005
334-ALLAHA HAVALE
Seviyor sanmıştım sevgi değilmiş
Aldatmış paraya pula eğilmiş
Bir yuva kurulmuş biri dağılmış
Allaha havale ettim ben seni.
30.05.2005
Bilmiyorsun canım,gülüm seni ben
Öpüyorum hala resimlerinden
Gittin de soyadın değişti ama
Arıyorum tel.den ,isimlerinden.
03.06.2005
Masum duyguların altında yatan
Kim bilir ne türlü sezgiler vardır
Okyanuslar geçip çaylarda batan
Pusula şaşırtan çizgiler vardır.
Aklara griyi karayı katan
Dostunu tefeye borcuna satan
Bir ayda bir yıllık ömrü yutan
Ciğerleri yakan ezgiler vardır.
Şaşırtıp mermiyi canana atan
Ayrılık sahnesinde büyüktür hatan
Göçtü gök kubbe ve işgalde vatan
Belki bilinmedik yazgılar vardır.
04.06.2005
İçime düştü bütün gün boyu dün
Başka alemlere göçtüm taşındım
Cananım yurduma döndüğü o gün
Onun için bilse neler düşündüm.
06.06.2005
338-BÖYLEMİ SEVİYORDUN
Sözlerinde duramadın
Yuvamızı kuramadın
Gittin ve de aramadın
Sen böyle mi seviyordun.
Attın beni bir kuyuya
Kaçıp gittin o ayıya
Tek aşkındım ben haniya
Sen böyle mi seviyordun.
09.06.2005
Anlamadı o yarim
Bilmedi davamızı
İpe gittikte kaç kez
Satmadık sevdamızı
Kırıldık eğilmedik
Sürdürdük kavgamızı
Bıraktı gitti gülüm
Söndürdü havamızı.
10.06.2005
Oynadı yerinden o muhkem taşlar
Düştü tansiyonlar eğildi başlar
Aktı gözlerimden ip gibi yaşlar
Babam yolculuğa başladı bugün.
28.06.2005
Çok darlandı bir kez sana çatmadı
İmanına şirki riya katmadı
Tüm ömrünce seni hiç unutmadı
Rabbim merhametli ol ona karşı.
29.06.2005
342-YÜRÜYÜN SEVGİYE
Karşıda adalar arkamda cadı
İçimden öğütler okudu dadı
Tutuşun el ele yürüyün dedi
Yürüyün sevgiye güzele hadi.
07.08.2005
Bugün sıfır beş ağustos yedi
Düştü akıla o nankör kedi
İyi ki varsın sen tatlı cadı
Bırakma sakın bırakma beni.
05.08.2005.
344-BEKLEYİN BEN GELECEĞİM
Önce gülüm gitti sonra seda ses
Ardından sıra ile etti her şey pes
Bekleyin Orhan’ı tanıyan herkes
Geleceğim bir gün ben geleceğim.
01.11.2005
Akar göz yaşlarım dolar testime
Dinmez yaralarım kanar kastıma
Gelin leş kargaları gelin üstüme
Götürürüm sizi gittiğim yere.
12.11.2005
346-GELECEK KİM BİLİR
Çare bulur ümitsizler sesinde
Gülüşlerin mesaj taşır resimde
Bekliyorum hala geçer bu devir
Çark elinde yönü istersen çevir
Günler gelip geçer artar pişmanlık
Bir boş duygu ne dost nede düşmanlık
Tutkularım kavi işte hakikat
Hakikat içinde balonlar sakat
Bir döneme bu gün koyarken nokta
Gelecek kim bilir dipsiz ve yokta.
30.11.2005
Yalpa vura vura giderken gemi
Eşlik eder ona beyaz martılar
Dalanlar görünür diplere doğru
Artar ve eksilir tutmaz tartılar.
6.12.2005
348-ARA SOR HALO
İçimde çok kötü hisler var yine
Konuşmamız yasak soramıyorum
Bir derdimi var onun,ara sor Halo
Ya çare gösterin duramıyorum.
26.12.2005
349-ACI YILIN SONU
Bitirmiştin beni sende bittin ya
Sayılı verilmiş her şey bitiyor
Gelişin pir idi şimdi gittin ya
Yaktığın yerler bak hala tütüyor.
30.12.2005